Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

204 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
‘Bir yaşam bir sanat yapıtı; ya da bir sanat yapıtı daha yüce bir yaşam biçimi olabilir miydi? Sanat yalnızca, dindar olmayan insanlar tarafından üzerine düzmece bir maneviliğin yamandığı şık bir eğlence miydi? Yaşam sona eriyordu; ama sanat da sona ermiyor muydu?’ . Christopher ve Toni, iki arkadaş. Onların arasındaki bağın kökleri sanata, düşüncelere ve öteleri görebilmeye duyulan açlığa dayanıyor. Onlar gün geçtikçe büyüyor, farklılıklar da ortaya çıkıyor elbet. Birlikte alınan yollar yalnızlaşıyor. . Metroland, okuyunca kıskandığım bir ilk kitap. Kullanılan dil, seçilen-biçilen ve birbirlerini biçimlendiren karakterler, Londra ve Paris’in tüm o can alıcılığıyla mekân olarak karşımızda belirmesi ve tabii ki ‘özel trende’ yolculuk sebebiyle. Arka kapak yazısında belirtildiği gibi bir ‘oluşum’ romanı aynı zamanda Metroland. İlk gençlik, gençlik ve ardından hayatın tam da sorumlulukların omuzlara eklemlendiği yetişkinlik çağını bir karakter (aslında iki demek de mümkün) üzerinden anlatıyor Barnes. Bir yandan günlük, bir yandan da iç dökme gibi okuyorsunuz. Kitapta bahsi geçen eserleri, filmleri merak ediyor; sokaklarında turluyorsunuz. . Julian Barnes tanışmaktan büyük mutluluk duyduğum bir yazar oldu. Kitaplığımda yer alan bir eseri daha var ve okunmak için çok beklemeyeceği kesin. Diğer Barnes eserlerini okumak, yorumlamak için de sabırsızlanıyorum. Hani bir kitap okursunuz ve şöyle dersiniz ‘Hmm bu yazar başıma çok çorap örecek!’, Julian Barnes tam da bu cümleyi söyletti bana... . Sevinç Altan çalışması olan kapak illüstrasyonu, Serdar Rifat Kırkoğlu’nun hayran kaldığım çevirisiyle~  
Metroland
MetrolandJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 2005112 okunma
·
911 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.