Gönderi

144 syf.
6/10 puan verdi
Daha önce Aslı Erdoğan ın mucizevi mandarin kitabını okumuştum. İçe dönük cümleler ile inceleyen sorgulayan bir tarzı var. Var diyorum zira bu kitabında da aynı tarzda yazılmış kısımlar ile dolu. Bu roman, -diğer kitabı 2 öyküden oluşuyordu - diğer kitabı ile bazı ortak özellikler taşıyor. Diğer kitapta yine göçmen profilli çizen karakter bu romanında bu kez Brezilya da. Karnavalın , güneşin ve müziğin şehri Rio de Jenerio da. İstanbulda eğitim görürken eğitimini ve hayatını tüm olanakları ile bırakarak bu şehre gelir. Zira adı gibi özgür olmak ister ve peşinden koşulacak en önemli şeyin "bilinmezlik" olduğunu düşünür. Burada Tercümanlık yaparak hayatını kazanmaya çalışır ancak diplomalı rakiplerine göre şansı azdır dolayısı ile parasal sıkıntılar çekmeye başlar. Standartlarını düşürür. Kötü bir konakta yaşar, kazandığı parayı da standartlarını yükseltmek için kullanmaz. Şehir ile, şehrin sakinleri ile, satıcılar ve ev sahipleri ile kendini koruyarak yaşamaktadır. Yeşil kaplı defterini yanından ayırmaz. O deftere de Kırmızı pelerinli kent isimli romanını yazmaktadır. Romanda 2 kurgu var, biri kahramanın şehir hayatı ve deneyimleri, diğeri de italik yazılarla okuduğumuz ve içsel dünyasını anlattığı yeşil defterine yazdığı (kırmızı pelerinli kent İsimli) roman. Karşılaştığı bazı karakterler defterine yazdığı romanında yarattığı karakterler mi yoksa Rio sokaklarında karşılaştığı gerçek karakterleri mi diye ikileme düşüren kısımlar romana gizem ve sıra dışılık katmış. Roman olmayan kısımlarda şehir ile ilgili gözlemlerini okuyoruz. Öyle müziğin ve karnavalın kenti olmadığını görüyoruz rio nun. Uyuşturucuları, satıcıları, çeteleri, sapıkları, yoksulları, bunaltıcı sıcağı ile hiç de gidilesi bir profil çizilmeyen bu şehirde her şeye rağmen direnen ve yaşamaya çalışan kahramanımız için günler zor geçer. Ancak dönmez, burada yaşamayı becermeden hiçbir güçlüğe de boyun eğmez. Sokakta bir çete elemanını öldürmeyi bile düşünür. Aklında dönmez vazgeçmek ve pes etmek yoktur. Bırakın kadını erkeğin zor ayakta kalabileceği bir hayatta her şeyini ortaya koyar. Roman aslında durağan bir anlatım ile yazılmış. Yani öyle bir konu, kurgu, merak edeceğin bir olay falan yok. Yazarın tarzı ile ilintili olarak da roman , espirili bir anlatım, içimizi açacak detaylardan yada okumayı kolaylaştıracak diyaloglardan da yoksun. Ancak cümleleri, olayları, çevresini, kişileri aktarması yine çok çarpıcı çok gerçek. Tekrara düşen benzetmeler, altı boş cümleler , zorlama betimlemeler olmadığından dolayı okunabiliyor roman. Ancak yine de konu beklentisi olanlar için biraz yorucu. Annesi ile olan diyaloğu hariç neredeyse romanda Hiç diyalog yok. Romanı okuyana Edebi olarak doymuş hissettiriyor. Ne yazmak istediğini bilen, bunu da yazarken hiç yumuşatmaya gerek duymayan bir yazar var karşımızda. Yine de çok karamsar, fazla katı ve çıplak bir tarz. Evet son derece elit, kaliteli ve zeki bir yazar olduğunu fark etmemek mümkün değil Aslı erdoğan ın. Ama okuduğum iki romanda da acıların kadını ve güçlü bir göçmenin tokat gibi verilen gözlemlerini izlemek biraz ağır geldi. Hiç mi güzel bir şey olmaz rio da :) Sonuç olarak ağır ve yorucu bir roman. Ancak net olarak algılanan edebi kalitesi ile roman yine çıtayı geçiyor.
Kırmızı Pelerinli Kent
Kırmızı Pelerinli KentAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20121,294 okunma
·
539 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.