Şuana kadar okuduğum kitaplar arasında en etkilendiğim kitap oldu diyebilirim. Gerek yazım dili gerekse de konusu itibarıyla tüylerim diken diken oldu.
2004 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan bu yazarın kitabını merakla okudum. O dönemde yazdığı konu dolayısıyla çok tepki çekse de bana göre inanılmaz bir yazım dili var. Kitaba ilk başladığımda bu yazım diline alışmam biraz zor oldu. Yazar, kitap boyunca büyük harf kullanmamış. Sanki tiksinir gibi, cümleleri ezer gibi, yazdığından iğrenir gibi bir şeylerin farkına varmamızı istemiş. Küçümsediği, iğrendiği kelimeleri ise tamamen büyük harfle yazmış. Aslında yazar bize bir çok şey anlatmış, anlayana.
Kitabı okurken çok zorlandım. Sürekli ara vermem gerekti. Bazı şeyleri sindiremedim, bazı gerçeklerin yüzüme bu kadar dobra ve kolay söylenmesine dayanamadım ve aslında bu kadar haklı olmasına çok kızdım.
Paule ve Brigitte karakterlerin uzun ama çok basit hayatlarıyla yazar bize toplumdaki kadının yerini ( Aslında hiç olmayan yerini) anlatmış.
Bence herkesin okuması gereken fakat herkesin sevemeyeceği bir kitap. İnanılmaz başarılıydı.