Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Antonius şeytanla, biz ise Flaubert ile savaşırken...
Hristiyanlık tarihinde çok iyi bilinen ve birçok sanat eserine konu olmuş bir tema, Aziz Antonius’un şeytanla karşılaşması ve şeytana karşı direnmesi… Sanat tarihi konusunda uzman değilim, ancak görme şansı bulduğum çok sayıda rönesans tablosunda bu konunun işlendiğini hatırlıyorum. Geçmişte ilgimi çektiği için araştırdığım da bir konuydu ve bu yüzden Flaubert’in bu eserini bir hevesle almıştım listeme. Ancak beklentilerimin aksine Flaubert beni o kadar zorladı ve o kadar büyük hayal kırıklığına uğrattı ki, pişman oldum. “Tüm keşişlerin babası” olarak bilinen ve Hristiyanlık tarihinin en önemli azizlerinden biri sayılan Mısır keşişi Aziz Antonius’un hikayesi anlatılan… İsa’nın ölümünden 250 yıl sonra doğan Aziz Antonius, Avrupa’daki Hristiyan monarşisinin dayandığı ana figürlerden biri. İskenderiyeli Athanasius tarafından yazılan hikayesine göre Antonius Hristiyanlığı Mısır’da yaymaya çalıştığı dönem boyunca çok çile çekmiş ve özellikle vahşi doğada sıkça gezinip orada karşısına çıkan “şeytan”larla mücadele etmiş. Antonius’un yaradılışı ve tanrısını anlamaya çalıştığı, acı çeken peygamberinin izinden gittiği, kutsal kitaplardaki emirleri sorguladığı, günahı test ettiği ve kendi kendine acı çektirerek günahlarından affedilmeye çabaladığı mistik bir hayatı var. Bilinen 7 ölümcül günahın yanı sıra sihirbazlık, bilim, şehitlik gibi konuları da masaya yatırıyor Antonius; sorguluyor, anlamaya ve adlandırmaya çalışıyor, iyinin ne olduğunu arıyor ve karşısına çıkanlar arasında şeytanı ayırt etmeye çabalıyor. Bu mistik seyahatlerinde şeytan, kimi zaman güzel bir kadın, kimi zaman masum bir çocuk, kimi zaman inançlı bir din adamı, kimi zaman ise zengin bir hükümdar kılığında çıkıyor karşısına ve Antonius inancını kaybetmeden, kimi zaman kendi öz benliğine ve içgüdülerine karşı çıkarak savaşıyor onunla… Flaubert işte bu Antonius’un hikayesini şiirsel bir dille, bir nevi şiir ile tiyatro oyunu arası bir tarz ile aktarıyor kitabında. Açıkçası kitabı okumayı planlıyorsanız ilk önerim, öncesinde Aziz Antonius hakkında inceleme yapmanız olur; zira Flaubert’in anlatımından Antonius’un hikayesini anlamak neredeyse mümkün değil. Flaubert Antonius’un şeytanla karşılaşmalarını hayal etmiş ve aktarmış bize. Aktarımın tutarlı bir dili yok; kimi zaman bir tabloyu tarifler gibi diyalogsuz, detaylı mekan tasarımları, betimlemelerle geliyor karşımıza; kimi zaman ise bir tiyatro teksti gibi karşılıklı konuşmalarla… Antonius’un sürekli kılık değiştiren şeytanla mücadelesini takip ediyoruz ve çok sayıda atıf sayesinde dinler tarihindeki önemli kişileri, olayları, klikleri, tarikatları, vs… öğreniyoruz -çevirmen Selahattin Eyüboğlu büyük bir sabırla dipnotlar halinde detaylı açıklamalar paylaşmış okuyucuyla-. Konu bu hali ile sıkıcı değil -hele benim gibi tarih okumayı seven biri için hiç sıkıcı değil-; ancak Flaubert mekan tasarımları için çalıştırdığı eşsiz hayal gücünü karakterleri için kullanamıyor bir türlü. Dolayısıyla kahramanlarının iç dünyasını; yaşanan iç çatışmaları, insanın şeytan ile ve kimi zaman kendi öz benliği ile savaşını hissedemiyoruz bir türlü. Derinliksiz karakterlerle olayların akışı yüzeysel, düz bir yazı olmaktan öteye gidemiyor ve bir müddet sonra benzer ifadeler o kadar çok tekrar ediyor ki, sıkıcı oluyor. Açıkçası uzun zamandır okuduğum hiçbir kitapta bu kadar zorlanmamıştım. Aziz Antonius’un mücadele ettiği günahların içinde en çok “şehvet”e yer vermiş Flaubert eserinde. Sekse aşırı düşkün olan ve yakalandığı sayısız zührevi hastalığın sonucu genç yaşında ölen yazarımız bunu içgüdüsel olarak mı yaptı bilinmez, ancak Aziz Antonius’un “şehvet” ile mücadelesini yüceltirken kendisinin bu iradesizliği yüzünden hayatını kaybetmesi ironik geldi bana… Flaubert bu eserini çok erken yıllarında yazmış, ancak ölene kadar sürekli değiştirip düzeltmiş. İlk yazdığı versiyonunu hevesle yakın arkadaşlarına gösterdiğinde kendisine “şömineye atıp yakması” tavsiyesinde bulunmuşlar. Ben bu kadar ileri gitmeyeceğim tabii ki; ancak naçizane görüşüm, “okumazsanız da bir şey kaybetmezsiniz” diyeceğim.
Ermiş Antonius ve Şeytan
Ermiş Antonius ve ŞeytanGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019397 okunma
··
1.288 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yasemin okurunun profil resmi
Bu kadar hızlı nasıl inceleme yazabiliyorsunuz? Hem de uzun uzun, baştan savma değil. Yılların birikimi olsa gerek. Kaleminize sağlık:)
AkilliBidik okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Uzun süredir her okuduğum kitaptan sonra hissettiklerimi yazıyorum; hem geri dönüp baktığımda hoş birer anı oluyor bana, hem de zaman içinde ne kadar değiştiğimi; görüşlerimin, beğenilerimin nasıl evrildiğini görme şansı veriyor. Bunca pratik yapınca zamanla hızlandım sanırım😊...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.