Gönderi

"Mesela 'söz vermek' onun lügatında bambaşka bir anlama sahiptir. Bir sözün gerçekleşmemesi için sözün sahibinin 'ölmek' gibi geçerli bir mazereti olmalıdır. Temsil gücü yüksek bir örnek olarak şunu zikredebiliriz: Bir cuma günü Mithat Cemal Kuntay'la sözleşirler. Kendisi Beylerbeyi'nde arkadaşı Çapa'da oturmaktadır. Fakat o gün şiddetli bir fırtına vardır. Vapur, tramvay çalışmaz. Akif bir şekilde işleyen bir vapur bularak Beşiktaş'a geçer. Oradan Çapa'ya yürür. Mithat Cemal kapıyı açtığında onun sakal ve bıyığını donmuş vaziyette görünce şaşırır. Kitabında bu hadiseyi naklederken: 'Verilen bir sözün bu kadar korkunç bir şey olması beni ürküttü' der."
·
1 artı 1'leme
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.