"Bundan sonra bizi bekleyen büyük olay teknolojik ya da tıbbi bir buluş değil, ancak korku olabilir." Kitabın girişinde yer alan bu ifade ABD'de çıkan bir gazetede 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında yapılan bir yorumdur. Frank Füredi de Korku Kültürü adlı bu kitabına 2001 yılında yeni bilgileri de ilave ederek tekrar yayımlar. Kitap, içimizde ya da dışımızda yaşanan çeşitli korkuların nedenlerini anlatırken bir yandan da korkuya karşı alınacak tedbirler hakkında da bilgi veriyor. Bazen münferit sayılabilecek olumsuz bir olayın kişi ve toplum tarafından farklı yönlere çekilerek ve/veya abartılarak olaya çok daha fazla anlam yüklenebildiğini de ifade ediyor. Bir durum ya da örnekten yola çıkılıp genele yayılan bir olgu hoşnutsuzluğu ve korkuyu da peşinden sürükleyebiliyor. Bu kitap ilk olarak 1998 yılında yayımlanmış. ABD'de yaşanan 11 Eylül 2001 saldırısı sonucu kitaba ek yapılmış. Kuş gribi ya da domuz gribinden sonra toplumların salgınlarla yok olacağını ve hatta yeni virüslerin antibiyotiklere karşı dirençli geldiğini söyleyen kişilerin, korku kültürünün yayılmasında önemli etken olduğunu belirtiyor. Bizi bu korkuya sürükleyen etkenler neler? Yine 1997 yılında yayımlanan bir rapora göre az miktarda yenilen kırmızı etin bile kanser riskini arttırdığını ifade eden bir görüşü de ele alıyor. Buna karşın başka bir raporda da ikisi arasından bir bağlantı olmadığını ifade eden çalışmanın da olduğunu söylüyor. Fakat ilk raporda yer alan, az miktarda yenilen kırmızı etin kansere yol açabileceği görüşü daha geniş alanlara yayılabiliyor. Risk, panik, kriz, korku gibi kavramlara medyanın etkisi, kişi ve toplumlarda var olan riski, paniği, korkuyu daha da artırdığını ifade ediyor. Bir söylenti ya da olumsuz bir örneğin bilimsel adı altında gazete ve televizyonlarda yayımlanması toplumların bundan daha fazla etkilenmesine de yol açabileceğini anlatıyor. Bu durumda risk, korku, kriz ve paniğin algılanma durumu ve etkisi medyanın ona verdiği değere bağlı değişebileceğini de belirtiyor. Genel olarak, toplum içinde güven duygusunun azalması her şeye karşı bir önyargı oluşmasını sağlayabileceği gibi korku da bazı şeylerin yerine almaya başlar. Korku ve güvensizlik kişi de başkalarına karşı bir bariyer oluşturuyor. Anlatım çok katmanlı ve ağdalı olmadığı için okunurken zorlanacak bir kitap değil. Lakin sosyoloji ağırlıklı kitap okuyanların daha fazla ilgisini çekebilir. Genel okuyucu içinse, korku gerçekten korkulacak bir özne mi yoksa toplumsal veya kişisel durumlar sonucu ortaya çıkmış bir durum mu? Bunu aşmak için de neler yapılabilir? Gibi sosyal sosyal konular irdeleniyor. Bu kitabı 14 - 17 Şubat 2021 tarihleri arasında okudum. Bu yazı ise 13 Ekim 2021 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.

Korku KültürüFrank Furedi · Ayrıntı Yayınları · 2017100 okunma

·

188 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

S. Ali