Her durumda özgür kimligimizi koruyabilmek ancak edimle söylenebilecek şu tek ve son söze bağlı:Hayır... Dar Zamanlar Üçlemesinin son kitabı Hayır bana göre kitapların en zor okunanıydı.Kitapta kullanılan teknik,geriye dönüşler,an ve anıların aktarımı zaman zaman beni bocalatsada okudukça bütünlügü sağlayabildim.Hayır, Aysel'in 60'lı yaşlarında üzerine çalıştıgı bir araştırmadan dolayı verilecek ödülü alacagı geceye hazırlanmasından yola çıkar.Ortalara dogru eski ögrencisi Engin'in anlatımlarıyla devam eder sonlara doğru ise Aysel'in yazar arkadaşınin birbiri ardına sıraladıgı , her defasında gercek sandıgım sinir bozucu düşsel senaryolarıyla biter. Peki kitaba ismini veren Hayır nedir?Hayır bir başkaldırıştır.Hayır özgürlüge açılan bir kapı ama sonsuz özgürlük diye bir şeyin olmadıgını ögrenenler için sadece Aysel ve Aysel gibilerinin özgürlügün kıyısında gezdigi bunun ayrımina vardıgı bir inanctır.Kitabı okudugunuzda özgürlük ile deliliğin,yalnızlıgın ve korkuların karması izlenimleri daha derinlemesine irdeleyeceginize eminim. Adalet Ağaoglu'nun kitaplarını okurken icerisinde bahsi gecen kitapları da okumuş veya okuyacak olmanın guzelliğini yaşadım.Ilk kitapta Andre Gide'nin Dar Kapı,bu kitapta ise Thomans Mann dan Venedik'te Ölum,Tolstoy 'dan Savaş ve Barış listeme eklediklerim oldu.Camus'tan Yabancı ,Stendhal'in Kırmızı ve Siyah'ı okumuş olmak sevindirdi beni. Kitap uzerine yazacaklarım şimdilik bu kadar arkadaşlar.Adalet Ağaoglu'ndan yine okumak isterim ve tabiki tavsiyelerinizi beklerim.Kitapla ve sevgiyle kalıniz Incelememe ek olarak Adalet Ağaoglu üzerine edindigim bilgileri de sizlerle paylaşmak istedim. Türkiye'de 20.yy edebiyatının en önemli romancılarından biri Adalet Ağaoglu 13 Ekim 1929'da Ankara'da doğmuş,oyun ve şiir yazarlıgindan romancılığa başlamıştır. "İnsanları kadın ve erkek olarak ikiye bölemezsiniz.Yazar insana bakar,insan dünyasıyla ilgilenir,kadının dünyasını görmek kadar erkeginde dunyasını gormek zorundadır" diye düşünürken sonradan kadın duyarlılığını kabul etmistir.Türkiye'de kadın yazar olmanın beş misli daha fazla bir direnişi gerektigini söyler. 70'li ve 80'li yıllarda kadın yazar patlamasını, Cumhuriyetin birinci ve ikinci kuşakların ancak kendi ve batı kültürü birikimleriyle olgunlaşıp yazacak bir döneme gelmesiyle açıklar. Ağaoğlu o dönemde söylemek istedigi şeyleri tiyatro oyunlarında aktaramadığı için roman yazmaya karar verdiğini söyler.Kendi romanlarını yazarken eleştirisel olarak ne yapıldı,ne yapılması gerektiğini düşünüp yeni bir anlatım bulmak ister ve yenilikci anlatım yolunu ilk Ölmeye Yatmak adlı eserinde kullanmıştır. Roman karakterlerini,kendisini rahatsız eden bir sorunsal,bir düşünce,bir izlek sonucu olusturdugunu,bunlarin hayatın icinden kendisine yansıyan ve rahatsız eden temalarin icinden bulduğunu söyler.Örneğin Ölmeye Yatmak'ta Cumhuriyetin ilk kuşaginin yaşadığı kültür ikilemi ve kadın özgürlügü uzerine deginir.Türkiye'de yeni genç kimligini nasıl verecegini karakter uzerinde düşünerek oluşturmuştur.Gecmiş yıllara dönmek icin belgesel niteliginde bir roman oluşturabilmek icin ceşitli arastirmalarla birikim yaptıgını söyleyen Ağaoglu'nun okuduğum Dar Zamanlar üclemesi kitapları Ölmeye Yatmak 1973,Bir Düğun Gecesi 1979,Hayır 1989 yıllarinda yayımlanmış bir çok ödüle layık görülmüstür.

Hayır...Adalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20211,021 okunma

·

185 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.