Cebelavi Sokağı'nın Çocukları Çağdaş Arap Edebiyatı'nın ilk Nobel Ödüllü yazarı Necip Mahfuz'un en tartışmalı romanı. Öyle ki bu romanı nedeniyle yazar hakkında ölüm fetvası bile verilmiş.
İlk kez 1959 yılında El Ahman gazetesinde tefrika halinde yayımlanan Cebelavi Sokağı'nın Çocukları, İslam dünyasının en eski dini kurumu sayılan El Ezher Üniversitesi tarafından aforoz edilmiştir. "Dini aşağılıyor" iddiası ile roman aleyhinde yapılan kötü propagandalar nedeniyle kitabın basımı engellenmiştir.
Kitabın Türkiye macerasıda Mısır'dakinden farklı değildir. Yazılmasından elli yıl sonra Türkçeleştirilen roman yayıncı tarafından gerekçe gösterilmeksizin toplatılmıştır.
Ne yazmıştır da Necib Mahfuz tüm İslam dünyasında bu kadar şimşekleri üzerine çekmiştir? Aslında bunu en güzel kitabı okuyarak anlayabilirsiniz ancak kısaca bahsedecek olursak yazar alegorik bir hikayeyle insanlık tarihine, varoluşa, inanca dair bir roman yazmıştır. Kitabın kurgusunun kutsal kitaplara paralel giden bir yapısı vardır. Adem'le Havva'dan başlayan hikaye Habil ve Kabil, Hz. Musa, Hz.İsa ve Hz. Muhammed'in yaşamlarından esinlenen hikayelerle inancın tarihini farklı bir şekilde anlatır.
Cebelavi Mukattam Çölü'nün yakınındaki konağında halktan uzak, oğulları ile bir hayat sürer. Oğulları İdris, Rıdvan, Abbas ve Edhem'le yaşayan Cebelavi başında bulunduğu vakfın ve mülklerin yönetimini beklendiği gibi İdris'e değil de Edhem'e bırakır. Bu durumu kabul etmeyen İdris konaktan kovulur. Sonrasında karısı Umayma ve İdris'in baskılarıyla babasına karşı gelen Ethem'de konakta kovulur. Bu hikayede Cebalavi yerine Tanrı, İdris yerine Şeytan, Edhem yerine Adem, Umayma yerine Havva isimlerini koyduğunuzda konağıda cennet kabul ettiğinizde bütün kitaplarda yer alan başlangıç efsanesi ile karşılaşırsınız.
Kitap Edhem, Cebel, Rıfat, Kasım ve Arif adı verilmiş beş bölümden ve her bölümün toplam 114 alt bölümünden oluşur. 114 rakamı Kur'an daki 114 süreyi hatırlatır. Kitapta Cebelavi Tanrı'yı, Edhem Hz. Adem'i, Cebel Hz.Musa'yı, Rıfat Hz. İsa'yı, Kasım Hz. Muhammed'i temsil ederken Arif daha ziyade aklı ve bilimi simgeler.
Necib Mahfuz muhteşem bir kurgu ile dinler tarihini romanlaştırmayı başarmış. Tüm engellemelere, baskılara ve saldırılara rağmen yazmaktan hiç vazgeçmemiş. "Ortadoğu'nun Balzac'ı" olarak tanınan yazar, 1988 yılında Nibel Edebiyat Ödülünü almıştır. 2006 yılında 95 yaşında hayatını kaybeden yazar yazdığı pek çok eserle özgürlüklerin, umudun, adaletin sözcüsü olmuştur.
"Gecenin ardından gün nasıl doğuyorsa adaletsizlik de bir gün son bulacaktır. Zorbalığın ölümünü de göreceğiz, ışığın ve mucizelerin doğuşunu da."
İnsanlığın ruhani ve evrensel öyküsünü bir de Necib Mahfuz'un kaleminden mutlaka okuyun.
Keyifle okunsun.