Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fıkh konusunda bugüne dek yapılmış bütün çalışmalarda, metinlerde, neredeyse istisnasız, yönetimle, hükmetmekle ilgili ayrı bir bölüm bulunmakta; hatta kimi yazarlar bütün bir çalışmalarını sırf bu konu üzerine yoğunlaştırmışlardır. Fakihlerin önem verdikleri nokta, bütün bu çalışmalardafelsefi düşünceler veua siyasal kuram geliştirmek, hatta devlet adamlığının nasıl olması gerektiğini tartışmak değil, düpedüz, İslami hukuku temel almış bir teşkilat-ı esasiye (anayasa) hukuku tesis etmek olmuştur. Şeri’a dediğimiz İslam’ın Kutsal Hukuku insanın her alandaki davranışlarını, iş ve edimlerini düzenleyen; bu nedenle de, doğal olarak, devletin eylem ve edimlerini her boyutuyla ele alıp tartışabilen bir hukuktur. İslam’ın anlayışı gereği hukuk ilahi bir kökene sahip olduğu için, devlet ve yönetimle ilgili hukuk alanları da bu nitelikteydi. Hukukun diğer alanlarında olduğu gibi bu alanında da yargıcın işlevi spekülasyonda bulunmak ya da yeni düşünceler ileri sürmek değil; açıkça elinin altında olan kuralalrı uygulamak, gerekiyorsa Kuran’daki genel ilkeleri esas almak, Peygamber’in söylediklerinden ve edimlerinden (Hadis Geleneği) ve İslam hukunun kabul ettiği öteki kaynaklardan hükme varmaktı. Fakih ne felsefi bir soyutlama ve ne de tarihsel bir olgu olarak ilgilenmekteydi devletle. Fakat devleti Allah’ın insanoğullarına ilahi bir armağanı, Allah’ın insanoğluna dirlik kazandırmak için sunduğu bir oluşum olarak ele alıyorlardı.
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.