NOT : Düşünün ki Master Chef'e katılıyorsunuz ve yemek olarak bu kitap var. Kaşık atmamaları mümkün değil :)
Normalde başında iken bu kitaba inceleme yazmayı düşünmüyordum ama size şöyle tarif edeyim :
Cornetto yersiniz dibine yaklaştıkça sanki tadı artar belki de bitirmenin hüznünden dolayıdır bu zevk, dibine gelince daha çok seversiniz. Bu kitapta bana o tadı verdi. Çok beğendim...
Hemen kitaba dönelim, Agop ve Kirkor karakterlerinin kırma Türkçesi ve samimi konuşmaları sizleri tebessüm ettirecek kadar karşılıyor. Atışmaları harika. Daha sonra Enver karakteriyle karşılaşıyorlar. Enveri eski kitaplar yazan, hayatın bilgeliğini arayan hatta bunun altınlarla sağlanacağını düşünüp hazine arayan bir divane. Enverinin körü körüne inandığı bir çok değer var ki biz bunlara batıl inanç diyoruz günümüzde. Kendisini bilge sanıp hazinesini arıyor, kendi imal etmeye çalışıyor altını ve daha bir sürü şey. Agop ve Kirkor ile karşılaşınca onları sorguluyor ve melek olduğuna inanıyor, bu meleklerin onu hazineye ( tılsımlara) götüreceğine dair teorisi var ve bunu zamanı gelince hayata geçiriyor. Sonu sürpriz olarak kalsın ancak kitabın son kısımlarında verilmek istenen mesaj harikalar ötesi... Enver Paşa'ya bile giydiriyor yazarımız... Teşekkürler Hüseyin Rahmi Gürpınar teşekkürler... Tavsiye edilir kesinlikle okuyun derim :)