Bir savaş romanı olarak geçmesine rağmen, adı üzerinde, garp cephesinde yeni bir şey yoktur. Birinci Dünya Savaşı sırasında cephedeki askerlerin yaşantılarını ve savaşın içler acısı halini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor bu roman. Askerlerin cephedeki günlük yaşantılarına, birbirleriyle ahbaplık durumlarına, izne dönen bir askerin gözünden cephe gerisindeki Almanya'ya ve belki de en dramatik sahneleri barındıran hastane odalarına konuk oluyoruz. Okuyucuya en çok tesir eden sahneler, az rastlanan savaş sahneleridir ve pek az sanat eserinin başarabileceği kadar gerçektir.
Savaşın anlamsızlığını ve zihinlerin nasıl tahribata uğratıldığını ortaya koyan savaş karşıtı bir eser. Tavsiye ederim.