Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

500 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Her isim elbet kitabı yansıtır. Fakat bu isim kitaba adeta ruh olmuş. Öyle yakışıyor ki ismi, on üzerinden kitaba puan vermek gerekirse, sadece ismi için bile beş puan verirdim. Emiliy Bronte (yazar) yalnızca 30 sene yaşamış, kız kardeşleri ile beraber daha üç yaşında annesiz kalmış bir kadın. Çok üzüldüm böylesi bir yeteneğin bu kadar erken vefatına, üstelik veremden(!). Kitabın başlarında birçok yere dip notlar eklenmiş. Böylece kitabın Emily Bronte’nin yaşamından enstantaneler taşıdığını da net bir şekilde görmüş oluyorsunuz. Hoşuma gitti bu düşünce. Yani biraz da olsa yazarın yaşamına dokunmuş gibi hissettim. Neredeyse tüm kitaplar gibi tanıtım kısmı sayabileceğimiz başlangıç sayfalarını biraz sıkıcı bulduğumu söyleyebilirim. Fakat 500’den fazla sayfası olan bu kitap için oldukça çabuk geçiyor o sıkıcılık. Zira otuzlara vardığınızda artık gizem dolu bir hikâyenin avuçlarındasınız demektir. O zamana kadar (belki bazı okuyucular için öyle olmayabilir) zoraki katlanıyorum diye düşündüğünüz kitap artık peşinizi bırakmayacak, her fırsatta koşup kollarınıza atılacaktır. Ya da daha mantıklısı, siz koşup hikâyenin devamı için kitaba sarılacaksınız (sanırım bu, daha iyi oldu). İçeriğinden de bahsetmek istiyorum. Ama hikâyenin büyüsünü bozmamak, fazla bilgi vermemek için mümkün olduğunca yine kısa tutacağım bu kısmı. Kitapta bir aşk öyküsü var. Fakat bu, bildiğinizden farklı (en azından benim bildiklerimden). Sayısını bilmediğim kadar çok yerde aşkın insanı ne kadar değiştirebileceğini, vahşi bir aslanı kediye çevirebileceğini görmüşümdür. Burada pek öyle olmuyor açıkçası. Aşk, aslında birbirlerinin kötü insanlar olduğunu bilmesine rağmen ötekini ruhunun diğer yarısı görmesiyle ilginç bir boyut kazanıyor. Bu kadar yeter. Yazarın üslubunu da beğendim. Naif bir tarz, yerinde tanımlar, yerinde anlatım. Karakterlerin yansıtılma şeklide çok güzel. Aşırı değil. Bilinmesi gerektiği kadar, bilinmesi gereken şeyler. Öyle, çok uzun cümlelerle yormamış. Çevirisini yapanı görsem bizzat teşekkür ederim, çok başarılı. Son olarak şunları da eklemek istiyorum. Kitapta yer yer büyük acılar bulunuyor. Fakat yazar ağlatmayı değil de, anlatmayı tercih etmiş sanırım. Ruhunuz çok acıyor bazen ama gözleriniz ıslanmıyor. Çok beğendim. Hatta zaman zaman okurken ‘'şahane bir kitap'’ mutlaka bununla ilgili bir şeyler yazmalıyım dediğimi de eklemek isterim. Ben çok keyif aldım. Size de keyifli bir okuma diliyorum.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242bin okunma
·
422 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.