“Çıkar peşinden koşmadan koşulsuz severseniz, sizi seven çok olur. Yaşam bence bumerang gibidir. Sizin karşınızdakine olan duygularınız karşıdan aynen size geri döner.” (Sayfa 94) Sevgiyi de, fedakarlığı da net bir şekilde işleyerek başladı hikayemiz. Murat'ın hikayesi... Cengiz Hortoğlu ile ilçe fuarımızdaki stand görevlisi sayesinde tanıştım. İyi ki önermiş, tüm önyargıma rağmen çok rahat okudum ve beğendim de üstelik. :) Kitaba puanım 9 öncelikle, sebebine gelince; çok az sonuna doğru dramı abarttığını, biraz da bundan olsun ve illa ki benim istediğim son olsun diye karakterlere eziyet edilmiş gibi hissettirdi. =) Ciddiyim öyle, okuyun beni anlayacaksınız. Çünkü bir yerden sonra hikaye Kerime Nadir romanı tadında, "Nayır Nalan"a bağlandı. (Gayet özgün anlatıyorum, farkettiniz mi?) :)) Cengiz Hortoğlu'nun kalemini sevdim, çok akıcı bir anlatımı vardı. Nice kitaplardaki anlatımın abartılması sebebiyle okumak istememe şansınız kalmıyor. Bu durum çok hoşuma gitti, çünkü bundan önceki okuduğum kitaplardan birkaçı aşırı abartılı ve de yorucu idi. Bu hikaye beni dinlendirdi... Murat adlı karakterimizin kader mahkumu olması ile başlıyor tüm hikaye. Onun sessizliğine rağmen katil olmadığına herkes emin, ancak o konuşmamakta çok ısrarcı. Sonra ortada olmayan cesede rağmen deliller onu gösterdiği için, Murat'ın cesedi sakladığına inanılıyor ve idam kararı veriliyor. Ama büyük bir şans ki, idam olacağı sabah af ile serbest kalıyor Murat. (Bunu daha sonradan öğreniyoruz, fakat af kanunu idam kararları için de geçerli oluyor muymuş ki? diye düşündürdü.) Yeni bir hayat daha başlıyor Murat için, sonra da karşılaştığı ve tanıştığı insanlarla hayatının bataklıktan yine yükselişi başlıyor... Aslında bu konuda şanslı ki, iki üç kez yeniden hayatını şekillendirebiliyor. Ama kitapta en sevmediğim diğer bir konu düşünceleriyle tezat davranan iki ana karakterimiz diyebilirim. Yazara şunu söylemek içimden geldi; "Aşk karşı koyulmazdır, kabul ediyorum. Ama hem aşık olduğun kadınla hem de sevdiğin kadınla olamaz insan." Bu ikisine de haksızlıktır. Olmadı karakterimiz diyelim diye, sevilen kadına ihanet edilmemek için savaşlar verildi. Sonra olan yine oldu. Oldu yani, gitti sevdiği kadına diye bunu görmezden gelemeyiz! :) Daha söyleyeceğim çok şey var aslında ama gelin siz de okuyun beraber tartışalım bu kitabı. Cidden o tartışmayı hakkediyor, tezat düşünce ve davranışlardan ötürü.. Bir alıntı ile başladım bir alıntı ile bitireyim yorumumu; MÖ 247 ile MÖ 183 yılları arasında yaşamış olan General Hannibal, “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız.” Demiş. Biz de bu asırda bu soruna bir yol bulamazsak, bir yol açarız. (Sayfa 254)

Entrika ve YakamozlarCengiz Hortoğlu · Ulak Yayıncılık · 20174 okunma

·

139 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.