Kafka Ceza Sömürgesi’nde, bozuk çarkların yönettiği bir sistemden dem vuruyor. Çarklar her döndüğünde insanlara acı ve topluma sorun doğuruyor. Fakat bu çarklar öylesine yerleşmiş ki bireyler ses çıkaramıyorlar. Zira birey kavramı da yok edilmiş. Çünkü bozuk çarklar yıllar yılı dönerek bireye işkence etmiş ve ideolojik bir “biz” yaratmış. Her coğrafya ve döneme ait bir Ceza Sömürgesi olmuş olmakla birlikte bu tabiri bir bölge veya coğrafya olarak algılamanın ötesinde bir durum olarak algılamak daha doğrudur. Franz Kafka’nın hikâyesinde konu edindiği Ceza Sömürgesi, insanlığın içindeki kötülüğün bir birleşme noktasını simgeliyor. Burada insan hakkı, insan güvenliği, birey, adalet ve mantık bulunmuyor. Yalnızca korku ve manipülasyon hayat buluyor.