✨empresyonizm ya da izlenimcilik; 20.yy’da ortaya çıkmış protest akımlardan biridir. bu devirde çıkan akımların en temel özelliği bir isyan içerisinde olmalarıdır.
✨empresyonizm kelimesi ilk defa bir resim sergisi eleştirisinde louis leroy tarafından kullanılmıştır. içeriği ve parnasizme karşı oluşu bakımından sembolizme çok benzemektedir fakat kendini büyük oranda resimde gösterir. edebiyatta şiir ve tiyatroda izlerine rastlanır.
✨sürekli değişen, durağan olmayan bir bakış bulunmaktadır. empresyonistler; iç gerçekliğe ve geçiciliğe önem verirler. “hissediyorum, öyleyse varım.” felsefesi ile hareket ederler. şekli sevmezler, öğretme çabası gütmezler ve sanat, sanat içindir anlayışını savunurlar. mesele bir anı dondurmak değil, her bir farklı anı yakalamaktır. örneğin; ara güler’in fotoğrafları öyle bir ânı yakalar ki tek fotoğraftan pek çok çıkarım yapılabilir.
✨bu akım ferdin isyanı olarak kabul edilir. “bana dayatılan şey gerçek değildir. gerçek; gördüğümün, tecrübelerimin yansımasıdır.”
✨empresyonistler, benliklerine düşkündürler fakat bunu basit bir egoizm olarak görmemek lazım. kendi zenginlikleri ile olayı inşa ederler, izleyicisini sanat eserine çağırırlar. misal güneş’in batışındaki kızıllık, yarım bir manzara, kavalın uzaktan gelen sesi gibi kışkırtıcı ortamları yakalarlar. gördüğü şeyi tamamlanmış kabul etmezler, kendileri yaratmak isterler.
✨duygular, ışık ve renk içerisinde eritilir. kısa bir özne-nesne ilişkisi kurulur ve bu dile getirilir. empresyonistler; yalnızlıklarını kendi içlerine dökerek anlatırlar.
✨estetik kelimesi esasen “duyarlılık” demektir. -anestezi kelimesinin kökü de buradan geliyor hatta- empresyonistler de duyarlılığa önem vermektedirler.
🔐değişkenlik, iç gerçeklik, geçicilik, özgürlük, plansızlık, ferdiyet, his bu akımın anahtar kelimeleridir.
🖼empresyonizm akımına örnek resimler: twitter.com/marsmetrosu_/st...
📖empresyonizm akımından eser okumak istiyorsanız:
ahmet hâşim: