"Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı."
Diyor Oğuz Atay, nitekim onu anlamak çok da kolay değil. Bu yüzden çok merak etmeme rağmen, onu anlamayanlardan olmaktan korkarak kalemiyle tanışmayı hep ertelemiştim.
Oğuz Atay ile tanışma kitabım olan Korkuyu Beklerken, 8 hikayeden oluşuyor. Bu hikayelerdeki kahramanların genel özellikleri; başarısız, yalnız, içe dönük, toplumdan soyutlanmış, varoluş bunalımı içinde olan insanlar olması. Hayatı olumsuzluklarla çevrili bu olumsuz kahramanların hayat hikayelerine ironiyi katarak farklı bir bakış açısıyla anlatıyor Oğuz Atay.
"Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı."
diye başlıyor kitap. Bu başlangıçla okur, kendisini nasıl bir hikayenin beklediğini az çok tahmin edebiliyor. Fakat beklenmeyen şey Oğuz Atay'ın bu karakterin ruh halini okuyucuya aktarmadaki ustalığı, insanı derinden etkileyen düşünceleri, sözleri oluyor.
Beni en çok etkileyen, kitaba ismi verilen Korkuyu Beklerken hikayesi oldu. Yalnız kalmış bir insanın korkularına bile nasıl tutunabildiğini, diğer insanlara saçma gelen şeylerin peşinde koşabildiğini karakter üzerinden mükemmel şekilde anlatıyor bu hikaye.
Korkuyu Beklerken kitabı Oğuz Atay'ın kalemi ile henüz tanışmamış olanlar için uygun bir başlangıç. Yine çok sevdiğim alıntıları ekleyerek bitireyim:
"Acaba iyi bir şey olacak mı? Hayır, dedim kendime. İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı."
"Yahu ben kendimi çok ihmal etmiştim, her şeyi bir sonraki güne bırakmıştım."
"Bir anlasaydın, bütün dünya birdenbire değişirdi."
"İçimin yorulduğunu hissediyordum."
Kitapla kalın.