Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

3264 syf.
6/10 puan verdi
·
333 günde okudu
1.KİTAP Merhaba sevgili okur, Elf Leyle ve Leyle (Binbir Gece Masalları) 2021’de Aylak okurlar gurubu ile başladığım 16 kitaptan oluşan Binbir gece masalları’nın 1. kitabını sonunda bitirdim efenim. Tek seferde okumak sıkıcı olduğu için azar azar okuyorum efenim. Kitap Orhan Pamuk önsözüyle başlıyor. Çerçeve öykü tekniğiyle yazılmış. Ayrıca ben masal sayısını bin bir zannediyordum ama bin bir doğuda çokluk ifadesi olarak kullanılırmış. Hikaye içinde hikaye, masal içinde masal var. Şah’ın yerinde olsam ben de Şehrazat’ı merakla dinlerdim açıkçası. Şehriyar şehrin efendisi demekmiş, Şehrazat da şehrin kızı. Şahzaman ise asrın ve zamanın efendisi. Kitapta özellikle ve ısrarla kadınların kötü gösterilmesi can sıkıcıydı. Cinsellik ve korku ögeleri çok fazla. Cinsellik öyle komik benzetmelerle anlatılmış ki gülmemek elde değil. Kitabın cinsellik ve korku içerikli olması sebebiyle 18 yaşından büyükler okumalı. *Alıntılar* * Ben sizi gözümle gönlümün arasında bir yere oturttum! * Bir kez ateşle kavgaya girişince, ölümü göze almak gerek! * Bırak baht hükmünü yürütsün, dünya yargıçlarının eylemlerine çare aramaktan vazgeç! Olup bitenler önünde asla sevinme ve de yerinme! Çünkü hiçbir şey sonsuza kadar sürüp gitmez. Bahtımızın çizgisine uyduk, bahtın bize yazdığı mısranın tüm harflerine baş eğmedik. Çünkü bahtını yazgısını saptadığı kimse, onu izlemekten öte bir şey yapamaz. 2. KİTAP Merhaba sevgili okur, Binbir gece masalları’nın 2. Kitabı ile geldim. 46. gecede kaldı. Zaten binbir sayı olarak değil çokluk ifadesi olarak kullanılırmış, o yüzden kaçıncı gecede oldukları pek de önemli değil. Her gün 10-20 sayfa arasında uyku öncesinde okudum. Uzun soluklu okumaya uygun değildi. Azar azar okumak benim açımdan daha uygun oldu. Nedendir bilmiyorum, bambaşka içerikte masallar bekliyordum ama kitabın neredeyse tamamı cinsel içerikliydi. Bu anlamda bir miktar hayal kırıklığı yaşadım diyebilirim. *Alıntılar* * Bana ruhumda duyduğum ıstırabı ve kalbimi delen dertleri sorma! Sağlıksızlığımı kendiliğinden anla! Hele mutlu muyum diye hiç sorma! Mutluydum, evet. Ama yıllar önceydi bu. O zamandan bugüne çok şey değişti. Yine de sakınılmaza karşı, aklı kullanmak gerek! * İnsan dostlarına hiç güvenmesin! Sefalet bir kez insanın ümüğüne çökerse, anası babası bile onu inkâr eder! * “Eski bir dostunu artık tanımak istemiyor ve ondan sakınmak istiyorsan: tertipler düzenlemeye mahal yok! Kaç kurtul!” * “Ve her kişi boynuna asılı bulunan bahtı taşır.” * “Kışkırtılınca en kötü davrananlar en eski ve en iyi müşteriler imiş.” 3.KİTAP Sayfa 467-670 arası 3. kitaba ait, 112. gecede kaldı. *Alıntılar* * Ayrılığın tadı acıdır! Öyleyken sabırlı olmayı da öğreten odur! Üç şeyden birini seçmemi istedi benden: uzaklaşma, ayrılma, terk edilme... Üçü de korkutucudur oysa... * İnsan bahtından asla kaçamaz… * Dostum! Şunu iyi bil ki, felakete uğrayınca, artık ne anan baban, ne ülken ne de hoş karşılanacağın bir evin vardır! * “Güzellik, ancak onu aşkla arayana görünür!” * Düşün ki dostun yüreği çok kırılgandır ve tüm kırılgan şeyler gibi gözetilmelidir; çünkü dostun yüreği, bir kez kırılırsa, ince bir bardağın kırılması gibi, bir daha hiç onarılamaz! * Lokman Bilge oğluna “Ey oğlum, ancak üç koşul içinde değerlendirilebilir üç şey vardır: Bir insanın gerçekten iyi olduğu ancak hiddetlendiği zaman, bir adamın yiğitliği savaş sırasında ve bir adamın dostluğu ona muhtaç olunduğu zaman anlaşılır!” * “insanları söyledikleriyle değerlendirmeyin, yaptıklarıyla değerlendirin!” * Tek zenginlik göğüslerde gizlidir. Ama yol bulup ona ulaşmak ne kadar güçtür! * En güzel eylem, çıkar gütmeyen eylemdir. * “Yüzü çirkin olan birine sadece bakmak eylemi, ruha karşı işlenen en büyük suçu oluşturur!” * Tecrübeyle öğrendi ki: Yediğim ekmek benim nasibimdir! Dünyaya gelmişsem, Tanrı’nın iradesiyledir! * Kendini tanımayı öğren! Ancak o zaman davranışında özgür olursun! Ve ancak o zaman tüm arzularını yerine getirebilirsin. Ancak komşuna zarar vermemek koşuluyla… * Cesaret, bir an süren sabırdan başka bir şey değildir; ve dünyada Tanrı’nın genişletemeyeceği darlık yoktur. 4. KİTAP Sayfa 671-882 arası 4. kitaba ait, 169. gecede kaldı. *Alıntılar* * “Âşık olmak ne büyük delilik!” * “Ey siz, tüm âşıklar! Allah için, söyleyin bana: Aşk hiç terk etmeden kurbanını yüreğinde yer tutarsa, Kurtuluşu ne yoldan olur bunun?” * “Ah! Zavallı yürek, söylesene: Tüm bağlılıkların sonunun bıkkınlık olması kaide ve tüm dostlukların sonu kopukluk değil midir?” * Ölüm ihanetten daha tatlı ve yeğdir! * Yüreğimden arzular taşarken, yeryüzünde kendimi yapayalnız hissediyorum; tıpkı döllenebilir bir rahmi olduğu halde zafer tohumunu bulamayan kadınlar gibi! * Gecelerin yıldızına hiçbir ölümlünün ulaşamayacağı belliyken, sen o yıldıza ulaşmayı düşleyen bir körsün! * Aşkın tek ilacı, yine aşktır! * Tanrı’nın sağlıktan sonra en değerli nimeti yürek ferahlığı. * “Aslında, alnına yazılı olan bahttan ne bahasına olursa olsun kaçmak isteyerek talihi zorluyorsun! Tüm borçlar ödenmelidir! Süremiz saptanmışsa, hiçbir şey bunu yok edemez! Ama seni rahatlatacak ve teselli edecek bir şey varsa, o da Adaletli Dağıtıcı’nın sağladığı mutluluk tükenmedikçe hiçbir ömrün tükenmeyeceğine olan inançtır!” * “Keder ve kaygılardan çok hiçbir şey bedeni bitirip yok etmez!” * Efendimiz Tanrı’ya övgüler olsun! Fakiri gülmeden yana zengin; zengini sevinçten yana fakir kılan! * “Bilgeler, ‘Senden istenmedikçe konuşma ve fikrini söyleme! Sana sorulmadıkça cevap verme! Ve tüm dikkatini seni ilgilendirebilecek sorunlara yönelt! Ve de özellikle anlamayacak kimselere nasihat vermekten ve yapmak istediğin iyiliği kötülükle karşılayanlardan sakın!’ derler.” * Baskı yapmayın hiç, çünkü tüm baskılar intikamı çağırır; tüm haksızlıklar da geri tepmeyi. Çünkü siz, işlediğiniz eylemin üzerine yatar uyurken; baskıya uğrayan, bir gözü boyna gözetmekteyken, ancak tek gözüyle uyur; Allah’ın gözü de hiç kapanmaz! * Bil ki ölümden başka her şeyin çaresi vardır; elmas dışında her şey bozulur; ve bir de insan bahtından gayrı her şeyden kaçar kurtulur. 5. KİTAP Sayfa 883-1076 arası 5. kitaba ait, 270. gecede kaldı. *Alıntılar* * Tanrı’nın eliyle bir insanın alnına yazılı olan şey, insan eliyle silinemez! Ve yaratılanlar kanatları olsa bile, bahtlarından kaçıp kurtulamazlar! * Baht’ın sana vermek istemediği şeyi de asla elde edemezsin! * “İhtiyara sordum ‘Neden sırtın eğik yürüyorsun?’ diye; bana ‘Çünkü nemli toprakta gençliğimi yitirdim! Eğilmiş, onu arıyorum! Ve sırtıma aldığım deney o denli ağır ki, artık belimi doğrultmama engel oluyor!’ dedi.” * “Baş kurtulmuşsa, yitirilen servet zarar vermeden kesilen tırnağın kıpırtısı gibidir!” * “Musiki kimilerine şölen yerine geçer; kimileri için ilaç, kimileri için de ruhlarını serinleten yelpazedir. Bizim için her üçü de geçerlidir.” 6. KİTAP Sayfa 1077-1263 arası 6. kitaba ait, 339. gecede kaldı. Başladığımdan beri nadiren beğendiğim masallardan birisi bu kitaptaydı. “Gemici Sindbad’ın Öyküsü”. Şiddet içeriği vardı ama en azından usturuplu, merak uyandıran masallardı. * Alıntılar * * “Ey Tanrım! Beni pişmanlık duyanların, temiz ve sadık hizmetkârlarının arasına kat! Tanrıma şükürler olsun! Senden başka Tanrı olmadığını itiraf ederim! Sığınağım sensin! Ancak senden, pişmanlıkla dolu olarak, hatalarımın bağışlanmasını dilerim! Amin!’ Ve gerçekten, dua ve barış üzerine olası Peygamber ‘Bunları okuyana cennetin sekiz kapısını ardına kadar açacağım; istediği kapıdan rahatça girsin diye!’ sözleriyle bizi bu deyişleri okumaya teşvik eder” * “Yeryüzünü saran tüm hastalıkların nedeni oburluktur.” * “Mide, tüm hastalıklara kabul yeridir ve peklik her tür hastalığın nedenidir ve temizlik tüm tedavilerin birincisidir” * “Dal bu denli hoş salınırsa, kuşların şakıması da o denli güzel olmaz mı?” * “İnsanın alnına yazılan sakınılması ve kaçınılması olanaksız şekilde yaşanır.” * Güçlükler, kazanılan zaferi daha da güzelleştirir! İnsanoğlunun zaferi, uykusuz geçen uzun gecelerin ölümsüz kızıdır! Denizin beyaz, boz ya da pembe incilerinin eşsiz hazinesini bulmak isteyen kişi, bu güzel şeylere ulaşmadan önce dalmayı bilmelidir. Çabasız zafer kazanmak isteyen, ölünceye kadar imkânsız bir umudu izleyecektir! * Yalan hilenin silahıdır. * Gecenin olayları seni üzüntüye sürüklemesin; çünkü felaketlerin en büyüklerinin bile tükeneceği bir süre vardır. Ve bil ki, herhangi bir yerde ölümü daha önce belirlenmiş olan kişi, ondan başka bir yerde ölemez! * Boş hayal! Siyah çizilmiş yolunda bahtın sana ihanet edince, bir dost yüreği bulacağını sanma! Ey yalnızlık! Kutsanmış değerli yalnızlık! Seni yüreğinde üretenlere hiç sapmayan gücü sağlar ve sadece kendine güvenme sanatını öğretirsin! Dikkatle incelersen dünyanın böyle olduğunu görürsün! Bir yakası riyakârlıktır, öbür yakası ihanet!” * “Kimi vakit yapabileceğin bir şey olursa, onu iyi yap! Karşılığında minnetin getireceği bir armağan ya da benzeri bir iyilik bekleme, oğlum! Ne yazık ki, her gün iyilik yapma fırsatı çıkmaz!” * “Sana bıraktığım serveti saçıp savurma! Elinin altında para bulunduğu müddetçe sayılırsın!” * “Fakirlik zamanımda hiçbir dost tanımamıştım; şimdiyse kapımda kum gibi kaynıyorlar ve iştahımı kesiyorlar! Oh! Ne çok yırtıcı düşman kazanmıştım servetimi yaparken... Bugün servetim azalırken, daha da çok düşman kazanacağım!” * “Tecrübeli kişilerin nasihatlarını almayı ihmal etme! Ve sana nasihat edebileceklerden bunu istemenin, nafile olduğuna asla inanma!” * “Topraktan doğdum ben, toprağa dönüyorum, toprak olarak! Sanki hiç yaşamamış gibi!” * Bilgeye işkence veren açlığı kovmak için bir kuru ekmek yeter. Oysa dünya âlem, oburun sahte açlığını nasıl yatıştıracağını bir türlü bilemez! * “Esmerlerde gizli bir anlam vardır. Bunu bulursan, artık gözlerin başka kadınlara bakmak zahmetine katlanmaz. O büyüleyici kadınlar, tüm dönüşümleriyle sevmek sanatını bilirler; ve onu melek Harut’a bile öğretirler!” 7.KİTAP Sayfa 1265-1435 arası 7. kitaba ait, 399. gecede kaldı. *** Alıntılar *** * Ruhunu koru! Barış içinde yaşamın sakinliğinden yararlan! Yarın ölüm seni alıp götürecek! * Çok önceleri bu masada tek gözlü bin kral ile gözleri sağlıklı bin kral otururdu. Şimdi hepsi kabirde eşit körlükle yatmaktadır! * Ey insanoğlu, senin hesapların ne kadar boştur! Ölüm yanıbaşındadır. Geleceğin hesabını yapma! O, ulusları ve orduları dağıtan, ferahlık içinde yaşadıkları saraylardan kralları alıp mezarın dar barınağına fırlatan Evren’in efendisidir. Toprakta eşitlik içinde uyanan ruhları onları bir toz ve kül yığınına dönüşmüş görür. * Ey insanoğlu! Sen niçin kendi ellerinin körüsün? Nasıl olur da bu denli boş bir dünyaya güven duyarsın? Bilmez misin ki, burada geçici oturmaktayız, geçici bir barınaktır burası? Söyle! İmparatorluklar kurmuş olan hükümdarlar nerede? Nerede o fatihler, o Irak’ın, Isfahan’ın, Horasan’ın sahipleri? Sanki dünyaya hiç gelmemişler gibi geçip gitmişler! * Ey insanoğlu! Ruhunu zevklerde boğuyorsun ve omuzlarına çöken ölümün, seni izlemekte olduğunu görmüyorsun! Dünya bir örümcek ağı gibidir ve bu narin dokunun ardından hiçlik seni gözetliyor! Hani o büyük umutları olan insanlar, onların geçici tasarıları nerede? Şimdi saraylarında, vaktiyle mezarlarında barınan baykuşlar ötüşüyor! * Aşkın zevklerini, acılarını tatmamış olan kişi, bir dostu yitirmenin ne demek olduğunu bilmez! Aşkın yaralarını bağrında taşımayan kişi; bir dostu yitirmenin ne demek olduğunu bilmez. Aşkın yaralarını bağrında taşımayan kişi; neden olduğu müthiş acıları bilemez. * Zamanın yıkıntılarına karşın, izleri hâlâ var olan iyilikleri unutma! * Aşkı sadece dilinde taşıyan ve yüreğinde duygusuzluk yerleşen kişi sevmeyi bilir mi? Yüzü tutkulu gibi görünse de, yüreği bir kaya gibi sert olan sevmeyi bilir mi? Bana ‘Ayrılık aşkın azabını iyileştirir’ dediler. Ama ne yazık ki, ayrılık bizi hiç iyileştirmedi! Bize ‘Sevilenin yanına dönmek ilaçtır’ dediler. Ama bu ilacın etkisi yok, çünkü sevilen aşkımızı bilmemektedir! * Soylu olarak doğmuş olan kişilerin yüreği sırlar için bir mezardır! 8. KİTAP 1441-1653 arası 8. kitaba ait, 487. gecede kaldı. Birinci cilt sona erdi. Masallar beklentimi karşılamıyor ama her gün biraz okumak da iyi oluyor. Şah Şehriyar’ın merakıyla okuyorum. *** Alıntılar *** * Aşk, tüm âşıklar için kendi hükmünü verir: ‘Acımasızlık derecesinde unutmak yasadışıdır!’ * Unutma ki, tehlike göze alınmadan maksada ulaşılmaz! * Bahtım ve kaderim Tanrı’nın takdirindedir! * Çömleğin her defasında yere çalınıp kırılmayışı, onun hiç kırılmayacağı anlamına gelmez. * İnsan, Tanrı’nın yazdığı yazgının dışında kalıp bahtından ve olacaklardan kaçınamıyor! * Açlık, efendim, alçalmaktan daha katlanılır bir şeydir! Zengin, aşağılanmaya uğrarsa, kaybedecek ya da kazanacak bir şeyi olmayan fakirden daha az katlanır buna. * “Yabancı topraklardaki yabancıların hanesi rüzgârlar üzerine inşa edilmiş binalara benzer. Rüzgâr eser, bina çöker, yabancı onu terk eder! En doğrusu onu inşa etmemektir.” * “Sağduyudan yoksun olan, seni ezer; buna sabırla katlan; senin öcünü almak için Zaman’dan başkasına güvenme! Ama kıyıcılıktan sakın! Çünkü bir dağ bir başka dağı ezerse, bir gün ondan daha güçlüsü tarafından ezilir ve parçalanarak uçar” * Gereksinme içindeyken insanoğlu az bir şeyle yetinir! Ama her şey bol olunca, seçimini yapar ve en lezzetli şeyleri yer! 9. KİTAP Sayfa 1659-1858 arası 9. kitaba ait, 576. gecede kaldı. Adı üstünde masal zaten ama 9. kitap bir hayli fantastikti. *** Alıntılar *** * İyilik tohumunu serpen iyilik biçer! Çünkü her şey aslına döner! * Uyan, yaşam ödenecek kısa süreli bir borçtur! * Fakirlik bizi kendi ülkemizde yabancı kılıyor; paraysa yabancı bir ülkede vatan sağlıyor! * Her insanın kaderinin, rüzgar gibi hızlı koşsa da, onu gittiği her yerde izlediğini ve izlenen için hiçbir dinlenme olanağı bulunmadığını bilmiyormuş ve sonsuzluğun dibinde ona ayrılan gizemli nasip hakkında hiçbir fikri yokmuş. * Kötülük her zaman döner dolaşır, kötülük yapanı vurur! * Ondan başka sığınılacak varlık yoktur! Kullarının nafakasını gözetir; ve onun vereceği nafakadan kimse bizi yoksun kılamaz; kısmetimizi kesmişse, kimse de bunu bize sağlayamaz! Böyle olunca iyi günleri de, kötü günleri de geldikleri haliyle kabullenmeli; ve felaketlere karşı sabır dolu bir yürek taşımalıyız! Çünkü kötü baht, sabırlı bakımla patlayan ve iyileşen bir yara gibidir! 10.KİTAP 2. Cilt Sayfa 1859- 2058 arası 10. kitaba ait, 670. gecede kaldı. *Alıntılar* * Ancak bahtın kitabını, Her Şeyi bilenin dışında kim okuyabilir? Ve yol üzerinde iki adım arasında ne olacağını önceden kim bilebilir? * Bahtsızlığımızın sonsuzluğuna karşın, umutsuzluk yüreğine girmemeli. * Bırak, ey yaratık, olaylar kendi yolunu izlesin olanlara karşı çıkamazsın! Eğer ters talih başına çökerse, onu geri çevirmek için bırak bahtın özen göstersin! * Yapılan bir iyiliği boynunda taşımak bir günahı taşımaktan zordur efendim! * İnsan kendi tırnaklarıyla kaşınmalı ve kendi ayaklarıyla yürümelidir. * Aşk arttıkça sabır tükeniyor! * Herkes boynuna asılı olan bahtını taşır ve ne yaparsa yapsın, ondan kurtulamaz! 11.KİTAP 2. Cilt Sayfa 2059- 2266 arası 11. kitaba ait, 774. gecede kaldı. *Alıntılar* * Her düştüğünde testi kırılmaz sanma! * “Ey bilgeliğin babası, bize, kendi nefsine bu denli nasıl egemen olduğunu söyleyebilir misin?” diye sormuş. Vezir de “Kesinlikle arzularımın irademin eşiğine gelmesine izin vermem!” diye yanıt vermiş. * Ey gece! Sabırsızlığın ateşiyle acı çekenlere, yokluğun kaygısıyla kıvrananlara ne kadar uzamış görünürsün! * Ve işte her şey mahvoldu; ve üzerine doğru yürüdüğün mutluluk, daha gerçekleşmeden yitip gitti! 12. KİTAP 2. Cilt Sayfa 2267- 2470 arası 12. kitaba ait, 814. gecede kaldı. * Alıntılar * * Tanrı’dan geliyoruz ve yine Tanrı’ya döneceğiz! Öyleyse herkesin mutlu olduğunun hayal olduğu bir gerçekmiş ve birini mutlu kılan şey başkasının gözyaşlarına mal olurmuş! * Felaketler, mutluluklar gibi bize Yüce Tanrı’dan gelir. Ve kullar onları boyun eğerek kabullenirler. 13. KİTAP 2. Cilt Sayfa 2471- 2672 arası 13. kitaba ait, 860. gecede kaldı. “Ali baba ve kırk haramiler” masalı bu kitabın son masalıydı efenim. *Alıntılar* * Ne denli basit ve saydam da olsa, bir yaşam, karmaşıklıklardan arınmış değildir. * Ayağa kalk dostum ve silkin uyuşukluğundan! Mutluluğun gülü uykuda çiçek açmaz. Bu yaşam anlarının yanmaksızın geçip gitmelerine izin verme! Senin yüzyıllarca uyumak için zamanın olacak nasıl olsa! * Olması gerekenden fazla bir şey olmayacaktır. Ve alna yazılı olan yerini bulur. * Gelebilecek olan felaket ne olursa olsun, sağlığın yerinde oldukça çaresi imkânsız değildir! * “Efendim, zamanın kapatmaya başladığı yaraları canlandırmadan hatırlayamadığım şeylerden söz etmekten beni bağışla! Çünkü sadece bu isimleri telaffuz etmek bile beni kedere boğuyor!” * Öfke kötü bir danışmandır efendim! En iyi yetişmiş kişilere bile saygıyı kaybettirir. * Keder, arıtan bir ateştir; ve zamanın dönüşümü doğuştan kör olan gözleri iyileştirir! * Tanrı isterse, yarın, bugünden daha kısmetli olur! * “Demir kızdığı zaman çekiç için olgunlaşmıştır!” * Nasip Dağıtan’ın kararlarının her zaman bir nedeni vardır, ama biz bu nedeni bilmeyiz! * “Sağlıktan sonra en değerli şey nedir, söyler misin?” “Sevecenlikle doluysa, dostluktur! Ama sevecenlik gösterecek dostu bulmak için, ilkin onu denemek ve seçmek gerek! Ve bir kez bu dost seçilince, artık onu hiç bırakmamak gerek; çünkü bir ikincisi uzun boylu muhafaza edilemez. Bundan dolayı, onu seçmeden önce, bilge midir, cahil midir anlamak üzere iyice incelemek gerek! Çünkü, cahil bilgeliği anlayasıya kadar karga beyaz olur; çünkü bilgenin sözleri, bize bir sopayla vurularak söylenmiş olsa da, cahilin övgüleri ve çiçeklerine yeğdir; çünkü bilge, ilkin yüreğine danışmadan ağzından tek bir söz çıkarmaz!” * Tılsımlar yüce erdemlerini ve harika etkilerini kendilerini oluşturan harflere borçludurlar, çünkü harflerin ruhlarla ilişkisi vardır. Ve dildeki hiçbir harf yoktur ki, bir ruh tarafından yönetilmesin! Bir ruhun ne olduğunu bana soracak olursan, bu Güçlüler Güçlüsü’nün erdemlerinin ve Yüceler Yücesi’nin verilerinin bir ışını ya da bir belirtisidir, derim. Ve anlamsal evrende yer alan ruhlar, semavi alanda yer alanlara, semavi alanda yer alanlar da dünyasal alanda yer alanlara komuta ederler. Ve harfler sözcükleri, sözcükler de duaları oluşturur; ve ancak harfler ve bunların bir araya gelmesinden oluşan tılsımlar üzerindeki yazılı dualar, sıradan adamları şaşırtan, ama sözcüklerin kudretine inanan ve sözcüklerin dünyayı idare ettiğinin ve yazıyla ya da sözle ifade edilen sözcüklerin şahları ve yönettikleri ülkeleri sarstığının farkında olan bilgelerin kafasını hiç bulandırmayan mucizeleri taşırlar. 14. KİTAP 2. Cilt Sayfa 2673- 2876 arası 14. kitaba ait, 904. gecede kaldı. *Alıntılar* * Ne yazık ki, arzu etmek demek, elde etmek demek değildir. * Ve aşk, efendim, kökleri yüreklerde yer alan bir bitkidir; onu koparmak için, yüreği de birlikte koparmak gerekir! * Bahçelerin en güzeli hâlâ da kitap dolu bir dolaptır. Onun rafları boyunca gözlerle bir gezinti yapmak gezintilerin en hoş olanıdır! Bu durumda kalk kitap dolabındaki raflardan rasgele bir kitap çekelim! * Bakın aşkın yaşlandırdığı kişiye! Yüreği yaşlanmamış olsa da, onu toprağa gömdüler! * Ve ölüm gelmeden önce, son bakışımı fırlattığım sen, uğrunda feda ettiğim yaşamdan geri kalana acı! * “Yüreğinde sabır taşıyanlar maksadına ulaşır, acele eden de hatadan yakasını kurtaramaz!” * İşlerini Yaradan’a emanet et, karmakarışık oldukları zaman! Sonra, kederlerini dışlayarak düşüncelerini uzaklaştır! * İnsanların, kıyas yoluyla, hepsi kardeştir. Babaları Âdem’dir, anaları da Havva! Aralarındaki fark, sadece yüreklerinde iyiliğin az veya çok olmasından doğar! * Gözden ırak olmak, gönülde var olmayı engelleyemez! * İşte her şey benim aleyhime döndü; ve her şey beklediğimin tersine oldu. * Ey dost! Dünyayı doğudan batıya baştan aşağı dolaştım. Tüm rastladığım zahmet ve yorgunluktur. Zamanın insanlarıyla düşüp kalktım. Ne hoş bir dost buldum, ne de dengimi! 15. KİTAP 2. Cilt Sayfa 2877- 3082 arası 15. kitaba ait, 954. gecede kaldı. 15. kitapta (s.2932) ‘Özdeyişler ve nükteler ustasından bazı latifeler ve nükteler.’ isimli masalın baş karakteri Cûha’yı bizim Nasrettin hoca’ya benzettim. Evet bazı anlatılar bire bir aynıydı. Cûha’nın anlatıları aşırı müstehcendi. Hoş 3263 sayfalık kitabın içinde müstehcen olmayan masal sayısı bir elin parmağını geçmez. Uçan halılar, sihirli tavuklar derken yine tanıdık ve fantastik masallar yer alıyor. Masal dediğin de fantastik olur zaten :) *Alıntılar* * Benim yüreğim, kapandıktan sonra anahtarı yok olmuş bir çekmece gibidir. * Yürekler öyle derindir ki, tanık olarak ruhlarından başka şeye sahip olamazlar. * İki ayrı sözcükten oluşurum: Umutsuzluk ve hata. Dolayısıyla sessiz dilimle, umutsuzluğun hata olduğu anlamını taşırım. * Bilgelik, barış ve mutluluk ancak uzlette bulunur. * Anladım ki, ne sevinçler ne de zevkler kalıcı; ve dünya bir boşluk üzerine kurulmuş büyük bir boşluktur. * İster acı, ister sevinç olsun, tüm duygular bize Tanrı’dan gelir! * Yıkanınca kaygılardan da arınılır mı? Yıkanmak çaresiz dertleri de iyi eder mi? 16. KİTAP Binbir gece masalları’nı YKY’nin iki ciltlik basımından okudum. 2. Cilt Sayfa 3083- 3263 arası 16. kitaba ait. Ve son… *Alıntılar* * Bu bahçeden, kan ağlayan laleler gibi, aşkın yarasını yüreğimde taşıyarak ayrılıyorum. Bahtsız o kişidir ki, dünya bahçesinden, urbasının eteğinde hiçbir çiçek taşımaksızın çıkar gider. * “Yürekler anlaşır” diyen atasözü ne kadar yanlıştır. Çünkü ben yanıp tutuşuyorum; seninse hiçbir şeyden haberin yok. * Yürek harika bir şeydir ve küçücük olmasına karşın Yaradan oraya tahtını kurmuştur.
Binbir Gece Masalları (2 Cilt Takım)
Binbir Gece Masalları (2 Cilt Takım)Anonim · Yapı Kredi Yayınları · 20203,295 okunma
·
767 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.