Bu kitabı okurken ne kadar zorlandıysam bu yazıyı yazarken de en az o kadar, hatta daha da fazla zorlanıyorum.
Emine Işınsu sayamadığım kadar çok ödülleri olan başarılı bir yazar ama ben bu kitaptan nefret ettim. Neden?
1) Okumak ZORUNDA bırakıldığım bir kitaptı. Ki bu berbat bir şey. Kimseye zorla kitap okutmayın.
2) Kitabı, "Okuyana tasavvufu yaşamışcasına hissettiren bir eser." olarak nitelendirmişler.
Kitapta sürekli 'Tanrı' kelimesi geçiyordu. Eğer bu kadar iddialı bir cümle kuruluyorsa 'Tanrı' yerine 'Allah' (c. c.) yazılmasını isterdim.
'Tanrı' kelimesinin Öz Türkçe olduğunu ve Yunus Emre'nin bir Türkmen olduğunu biliyorum. Eğer illa ki Öz Türkçe bir karşılık kullanılacaksa bunun 'Çalap' olmasını yeğlerdim. Yunus Emre'nin şiirlerinde 'Tanrı' değil 'Çalap' diye geçer.
3) "Hayalinde soyardı, kızı kendine yar ederdi." gibi bir cümle geçiyordu kitapta. Evet, bir kitapta bunda bahsedilebilir ama 'tasavvufu yaşamışcasına hissettiren bir eser' deniyorsa o kitaba daha farklı kelimelerle, daha örtülü anlatılmalıydı.
4) Kitap Yunus Emre'nin hayatını anlatıyor. Daha önce İskender Pala'nın Od kitabını okumuştum bu konuyla ilgili ve iki kitap arasında uçurum var. Olaylar tamamen farklı, bir kitapta -Od- iki oğlu olduğu yazılırken, diğer kitapta bir oğlu bir kızı olduğu yazıyordu ve bu da beni kitaptan bayağı bir soğuttu.
Yine de yazarın dili hoş. Başka bir kitabına da şans vereceğim, dini içerikli olmayan birine.
Siz okudunuz mu, neler düşünüyorsunuz?
P. S. Bildiğin bütün nefretimi kusmuşum, yine de siz bana aldırmayın ve kendinizi hazır hissettiğinizde kitaba bir şans verin.