Fowles’dan farklı bir kurgu okuyoruz. Miles Green, gözlerini bir hastanede açar yalnız hiçbir şey hatırlamaz. Sonraki olaylar ise zihnin kendisine oynadığı bir oyundur. Gerçeklik algısını kaybetmek ve gerçekle hayalin ortasında sıkışmak. Zihnimizin bize oynadığı bu tuhaf oyunda Miles’le beraber şizofrenik bir olaylar silsilesine dahil oluyoruz. Bu kitabını daha az sevdim diyebilirim. Ama yine de okunmayacak gibi degil. Yazarın o sihirli cümleleri ‘ne yazsa okurum’ dedirten cinsten. Yalnız fazla erotik sahneler var çok rahatsız olmadım ama tam baydı dediğim zamanlar farklı bir algı durumuna geçti yazar. Yine de okutuyor kendini.