Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Doyuma ise Marcel Proust'un ro­man yapıtı "Yitik Zaman'ın Peşinde" ile ulaştık. "Ben"ini romana yerleştirip onu aramaya yolladığında, bu ro­mana hiç mi hiç uygun olmayan benin sırtına kosko­ca bir roman yüklediğinde, ona bu başrolü bir kişi ya da bir olay taşıyıcısı olarak vermiyor, tersine, başrolü ona, anımsama konusundaki yeteneği yüzün­den veriyor Proust. Örnekleyeceği şeyi bir tanık ola­rak sunan ben ile bir uzlaşmaya varılmıyor artık, eski anlamda konuşturulmuyor, itirafa zorlanmıyor, tersine, bütün olay yerlerinde bulunduğu ve ka­til zaman tarafından yoluna devam etmeye ve unut­maya zorlandığı ve bir koku, bir tad, bir sözcük, bir tını ile geçmişi -yerleri ve kişileri- yeniden can­landırabildiği, kendi gördüğü, kendi yaşadığı ve ona anlatılan kısmıyla zamanı geri getirebildiği için seçiliyor ben artık. Uzun bölümler boyunca, "ben"in yok olması da Proust romanının bir özelliği.
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.