Orta kısmı okumaya cesaret edemedim Kübra, kahvemi yudumlarken şu satırları okumak da ziyadesiyle suçluluk hissi uyandırdı...
Western filmlerinde vahşice işkenceye maruz kalan kızılderililer insan dışı birer mahlukmuş gibi gösterilir, sanki onlar beyaz adamın baş etmesi gereken vahşi hayvan sürüleridir. Yerlerinden edilirler, tecavüze uğrarlar, derme çatma evleri yakılır ama bu kazanılmış bir zaferdir beyaz adam için, seyirci de bunu tıpkı bir kurban edilme ayinindeymiş gibi alkışlar ve yok sayılmak istenen dramı, ateş dansındaymış gibi kutsar, asıl ilkelliği gösteren seyircidir ve yurtlarından edilen kızılderililere avıymış gibi gururla bakar... İmajlar, ölümü ve acıyı sıradanlaştırır. Bu bir portreye bakmak gibidir; mimik ve his emaresi yoktur. Tesirsizdir. Gittikçe olağan bir hal alır ve seyircinin insani bakışını katleder. İşte bu ruhsal ölüm gülüp geçilemeyecek kadar gerçektir.
Çok sarsılmışsın ve bunları yazarken, yeniden aynı duygulara tahammül etmiş olman çok kıymetliydi, sabrın için ayrıca teşekkür ederim... Gönlüne sağlık.