Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

287 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İsmet BİNARK 'ın takdiminden : Sâmiha Ayverdi, Âbide Şahsiyetler
Türk milletinin son devir îman , fikir , tefekkür , kültür ve edebiyat hâyatında , yazar , mütefekkir ve mürebbî olarak bir Sâmiha Ayverdi gerçeği ve imzâsı vardır . Sâmiha Ayverdi , ömrü boyunca inandığı hakîkatleri hiç çizgi değiştirmeden yaşamış bir âbide şahsiyettir . O , mânâyı maddenin temeline oturtan mütefekkir , bir mürebbî ve bir sanatkârdır . Yazı hayâtının ilk yıllarında , 1938-1950 arasında , tasavvufu ve ilâhî aşkı eserlerinde konu olarak ele alan , dâvâsına ve gayesine hizmet etmek için eser veren Sâmiha Ayverdi 1951'e kadar , derûnî dünyâsını şekillendirmiş ve şahsiyetini yoğurmuş olan Hocası Ken'an Rifâî ile karşı karşıyadır . Bu devrede roman , hikâye ve mensur şiire ağırlık veren sanatkâr , edebî türler bakımından birliğe doğru yol almış , eserleriyle şahsiyetinin ve dünya görüşünün sentezini de ortaya koymuştur . Sâmiha Ayverdi'nin , roman ve hikâyeleri dışın da kalan , ilk fikir yazıları , 1956-1957 yılları arasında Havadis Gazetesi'nde yayınlanmıştır . Yazı hayâtının 1950'li yıllardan sonra başlayan ikinci devresinde , yazar cemiyet meselelerine yönel miştir . Ele aldığı konuların odak noktasında artık cemiyet vardır . Bu cemiyetin târihî , fikrî , mânevî ve derûnî tekâmülünün sırlarına erişmek gayreti sanatkârın asıl dâvâsını teşkil etmiştir . Sâmiha Ayverdi'nin eserlerinde , ' madde - mânâ ve insan ' sentezi tez olarak tespit edilirken , mânâya öncelik ve hâkimiyet tanınır ; daha sonra bu sentez , fertten cemiyete , cemiyetten millete , milletten de bütün insanlık âlemine teşmil edilmek tarzında yorumlanabilir . Sâmiha Ayverdi , ilhâmı zengin , dili mükemmel ve üslûbu ziynetli bir sanatkârdır . O , sağlam şahsi yetli ve süslü bir Türkçe ile yazmış olup , tevhîdî bir üslûba sâhiptir . Onun üslûbunda güzel Türkçemizin bin yıllık büyük mâcerâsının izleri görülür . Sâmiha Ayverdi , eserlerinde Türk milletinin dünü , bugünü ve yarını hakkındaki düşüncelerini , insanın cemiyet içindeki ve kâinattaki yerinin ne olması gerektiğini , varlık sebebimizi , bizi biz yapan kıymet hükümlerimizi , târih şuuru ve millî kültür konularındaki fikirlerini tekrâra düşmeden ifâde eder . Sâmiha Ayverdi'nin tebliğinde , Türk insanı ve Türk devleti , târih içinde kazandığı şahsiyeti ve devlet - i ebed - müddet anlayışı çerçevesinde yer alır . Türk insanına mâzî bereketlerini tattırmak misyonunu üstlenmiş olan Sâmiha Ayverdi , sanatını dâvâsı ve gayesi yolunda kullanmış bir sanatkârdır . Sâmiha Ayverdi'nin ' ezelden ebede izzetlenmiş ' diye târif ve tebcil ettiği hayrü'l - halefi muhterem İl han Ayverdi , ' âbide şahsiyet ' sözünü bu büyük insana atfen şöyle târif eder : " Abide şahsiyet sözünü ilk defa Sâmiha Ayverdi Hanımefendi'den duymuş , daha sonra çok ifâdeli bul duğum bu tâbirin en fazla kendisine yakıştığını fark etmiştim . Abide nasıl ki bir olayın , bir fikir ve düşüncenin bütün özelliklerini aksettiren , onun timsâli durumun da olan asırların ötesinde kalacak değerdeki eser ise , cemiyetteki âbide şahsiyetler de o cemiyete âit özellik leri bihakkın temsil eden çok cepheli büyüklerdir . " *** Sâmiha Ayverdi , Abide Şahsiyetler adlı eserinde , Mevlânâ'dan , yaşadığı döneme kadar , târihimizden seçilmiş seçkin şahsiyetler üzerinde durur . Ancak burada ele alınan o şahsiyetlerin hayat hikâyesi değil , onların şahsiyetlerindeki ruh ve mânâ dünyâları , zenginlikleri ; devlete ve millete yaptıkları hizmetler , eğer sanatkâr iseler sanatlarının husûsiyeti ve sırlarıdır . Eserde , dünden bugüne zenginleşerek ve olgunlaşarak gelen kültürümüzün değer yargıları ve bu değer ve zenginliklerin şekillenmesinde büyük payı olan insanlar ele alınıp yoruma tâbi tutulmakta , bunun sonucu olarak dün , bugün ve yarın arasında fikrî ve mânevî akışın sağlanması yolları aranmaktadır . Millet hayâtında kahramanlarını unutmuş kitleler , varlık ve dirlik içinde de olsalar , bir ruh ve mâneviyat çıkmazında boğulup kaybolurlar . Şu bir gerçektir ki , dününü unutan , bugünü bilemez . İstikbal için ümit beslemesi ise uzak bir ihtimaldir . Bir milleti millet yapan , şüphesiz târihî , içtimâî ve vicdânî değerleridir . Milletler , ancak mâzîleri ile barıştıkları takdirde , kendi târihlerini , millî kültürle rini bilmek ve tanımak sûretiyle millî şuura sâhip olabilirler . Türk olarak geleceğimiz ve devâmımız , millî birliğimizin , millî kültürümüzün , târih şuurumuzun ,an'anelerimizin , dilimizin , bizi biz yapan millî ve mâ nevî kıymet hükümlerimizin , zenginliklerimizin ko runmasına ve yaşatılmasına bağlıdır . Millî kültürünün şuuruna ermiş , târihinin , millî ve mânevî mukaddeslerinin , millî düşünce sistemi nin ve hayat tarzının kendisini hiçbir yabancı ideolojiye muhtaç ve mahkûm etmeyecek zenginlikte olduğunu bilen , gören bu değerler ve güzellikler yaşayan Türk insanı elindeki Türkiye'nin geleceği aydınlıktır ! .. Sözü , muhterem İlhan Ayverdi'nin , Sâmiha Ay verdi'nin Hakk'a yürümesinin ardından söylemiş ol duğu : " Yazdığı her kelime için pâyansız minnet ve şükran ... " ifâdesiyle bağlayalım .
Abide Şahsiyetler
Abide ŞahsiyetlerSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 200578 okunma
·
149 görüntüleme
İnsanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. okurunun profil resmi
Ne muazzam bir inceleme/ bakış…👏
...Gizli Özne okurunun profil resmi
Evet, Sâmiha Ayverdi - Abide Şahsiyetler eserinin ön sözünde bulunan takdim kısmı.. İsmet Binark 'ın kaleminden ; başlıkta belirtmiştim aslında yani bana ait değildir. Kitabı ve Sâmiha hocayı o kadar güzel anlatmış ki ben üstüne kalem oynatmak istemedim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.