Oğuz Atay'ın tek tiyatro eseri. Kısa, bir solukta okunabilecek bir kitap. Aynı zamanda derin mevzulara kara mizahla değinilen, yer yer komedi, yer yer dram barındıran, ironileriyle bir Oğuz Atay klasiği.
Kitapta, emekli tarih öğretmeni Coşkun Ermiş karakteri üzerinde duruluyor. Bu karakter de yine Oğuz Atay tipi; bağ kuramamış, anlaşılamamış, hayatının anlamını arayan, varoluş bunalımı içinde olan, insanlara sesini duyurmaya çalışan biri.
"Okuma-yazmayı bilmeyenler ülkesini yazılarla doldurdun. Şimdi hayat sellerinin ortasında kendi ıssızlığının çölünde yaşıyorsun." 89
"Hayır, sizi de sevmemeliyim. Çünkü her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı bekliyor beni."42
Coşkun Ermiş, erken emekli olmuş, oyunlar yazıyor ya da oyunlar yaşıyor diyebiliriz... Zira oyunları sadece yazmıyor aynı zamanda yaşıyor da. Oyunlar onun için bir ölüm kalım meselesi.
"Anlamıyorum. Oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor, hiç anlamıyorum."90
"Belki de insanlar aynı oyunları oynuyorlar, hayatlarını birbirine benzer oyunlarla geçiriyorlar."46
Oğuz Atay; kitabında, karakterin ruh sıkıntıları yanında toplum sorunlarına da değiniyor. Karakter üzerinden eleştiriyor ve dönemin baskısına isyan ediyor.
"SAFFET: Aman felsefe yapma! "
'COŞKUN: Yapacağım. Ve düşüneceğim. Ülkemizde suç sayılan ne kadar şey varsa hepsini yapacağım."
"Biz çocuk kalmış bir milletiz Saffet! Çünkü her şeye çocuk gibi sevinir, çocuk gibi üzülürüz her şeye."
Tutunamayanlar'a hazırlanma serüvenimin ikinci kitabı oldu,
Oyunlarla Yaşayanlar. Sayfa sayısının az olması bakımından Oğuz Atay'ın kalemiyle tanışmak için uygun bir eser olabilir. Tabi daha önce başka tiyatro eserleri okumuşsanız.
Bu kadar olumlu olarak bahsettikten sonra olumsuz yönünden de bahsedeyim: Oyun içinde oyun yazılıyor olması beni biraz zorladı, izleyenler hatırlayacaktır, İnception filmini izler gibi hissettim bazen kendimi. Orada rüya içinde rüyaydı, burada ise oyun içinde oyun... Bu açıdan kitap, bir miktar beynimi yakmış olabilir:)
Esere karşı önyargı oluşmasını istemediğimden olumsuz yorumumu sona sakladım, şunu da belirteyim bu eser okuduğum ilk tiyatro eseri. Bu edebi türe adapte olmam zor oldu. Bu türü denemek için yanlış kitap seçimi yapmışım galiba.
Okumanızı tavsiye ederim, ama benim yaptığım hatayı yapmadan...
İncelemeye çok sevdiğim bir alıntıyla başladım, yine çok sevdiğim bir diğer alıntı ile bitireyim:
"Ben de büyük meseleler yüzünden harcamış olmak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim."
Keyifli okumalar diliyorum.