Bu kitap; beyinlerinden ve kolayca çöpe dönüştürülebilen
duygularından başka hiçbir şeye güven duymaya umudunu yitirmiş günümüz
insanının ilişkisel açmazlarını çözümlemektedir.Kadınlar ve erkekler
arasındaki anlıkçılığın uyandırdığı dehşeti ortaya koymaya çalışan
yazar, bu durumun yarattığı süreklilik korkusunun ürettiği ruhsal
tabloyu da betimlemektedir. İlişkisel devamlılığın özgürlüğü
kısıtlama olasılığı, getireceği yükümlülükler ve oluşturacağı baskı
karşısında çekinceler yaşayan çağdaş insanın bu nedenle dışarıdan
gelebilecek bir yardıma özlem duyar hale gelebildiğini anlatan kitap,
var olan ilişkiye dayanamama ve başka bir ilişkiye de hazır olamama
durumu üzerinden ayrı ayrı ve birlikte yaşamın içerdiği risk ve
kaygılara değinmektedir.