Philip K. Dick okumaya devam ediyorum. Okumaya devam ettikçe de Dick’in kısa öykü yazmada çok daha başarılı ve etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü uzun romanlarında asıl olaya girene kadar şöyle bir 200 sayfa geçmesi gerekiyor. Eh kitap da 300 sayfa olunca bu uzun kısım biraz sıkıcı hale bürünüyor.
Gökteki Göz bir grup insanın kaza sonrası yaşadığı farklı ve sahte hayatları anlatıyor. Yaşadığımız hayatın aslında başka birinin zihninde tasarlandığını düşünmemizi istiyor PKD. Bu amacıyla da okuruna çok güzel bir beyin jimnastiği yaptırıyor.
PKD bu romanında o her zaman peşinde olduğu gerçekliği yakalamaya çalışıyor yine. Bunu yaparken de sosyal sorunlara da dokunarak ilerliyor. Din, aşırı kültürelcilik ve komünizm gibi konular hiç düşünemediğimiz bir şekilde karşımıza çıkıyor.