Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
Matematikçinin metafiziği
Anlam verme çabası her insanda olduğu gibi kendini Descartes'te de göstermistir. Descartes bu anlam arayışı için elzem olarak inzivaya çekilmeyi yeglemistir. Yer Hollanda. Ona göre hayatta birçok şeyi yanlış anlıyoruzdur. Bu yanlış anlama konusunda kendisini de öne çıkarmıştır. Ona göre yanlış anlamaya vesile olan durumlar bir yönden duyu-duyumlara bağlıdır. Duyular aracılığı ile edinen bilginin bazen insanda yanlış anlamalara neden olduğunu dile getirir. Descartes duyularindan kaynaklı yanlış anlamaları hayatında baya yer edindiğini dile getirir. Hal böyle iken şeyler ya da fenomenler üzerindeki düşünceleri temelde yanlis inşaa edilmiş düşünür. Bu yüzdendir ki inzivaya çekilip duyuların neden olduğu yanlış anlamalar üzerine eğilim göstermistir. Ona göre duyular insanı yanıltabilir. Ama duyular her zaman insanı yanıltmaz. Fiziksel gerçeklik konusunda duyulara olan güveni sağlam ve sabittir. Bu benim elimdir dediği zaman hangi sav bunun aksini öne sürebilir ki der. Dolayısıyla duyular aynı zamanda kuşku götürmez gerçeklikleri de bize gösterir anlatır anlamlandirir ona göre. Yanılma konusuna yine gelecek olursak sanırım Rene, düşünsel bazda yanilmalari ele alır duyular konusunda. Ya da fiziksel illüzyon ya da psikolojik illüzyon. Çünkü Rene psikoloji alanında da çalışmalar yapmış bir nevi şahsına münhasır kişi. Adam kraliçe ile mektuplașıyor. Tabi ki de nevi şahsına münhasır olacak :) Gerçeklik olgusu Rene'de matematik ve geometri üzerine kuruludur. Rene var olan her durumu bir şekilde matematiksel olarak ifade etmeye çalışmıştır. Eserde de buna değinmiştir. Matematiksel olarak ifade bulan şeyler gerçektir der. Koyu bir dindar olan Rene Tanrı bilgisini dahi matematiksel olarak göstermek için çaba göstermiştir. Ona göre Tanrı saf iyiliktir ve insanlara iyilik yaptirma konusunda da mahirdir. Hal böyle iken yanılmalar olunca Rene, Tanrı nasıl da olur yanılmama izin verir diye düşünür. Çünkü Tanrı saf iyilik tözü barındırdığından buna da müsaade etmemelidir. Sonuç itibari ile Rene Tanrı için bazen yanlış yapmamıza izin verir der. Eserin bir yerinde metafizik açısından ele alınabilecek varlıklara deginir. Cinler periler vs vs. Yanlış anlamalara bunların vesile olduğunu bile öne sürer örnek üzerinde. Lakin bunun karşında kendi bilincini ön plana koyup mücadeleci olmayı dile getirir. Onlar böyle yapıyorsa benim de bilincim var deyip aksini yapmak için ugrasilmasi gerektigini dile getirir. Ontolojik olarak varlığını düşünceye bağlar Rene. Ona göre düşünmek var olduğumuzun en büyük kanıtı. Soru sorarak ya yanılıyorsak ya aldatılıyorsak der. Var olan bir şey ancak aldatılır der. Dolayısıyla aldanmamiz dahi ontolojik olarak var olduğumuzu kanıtlar. Varlık konusuna ayrıca zorunluluk gözüyle bakar. Yaşanan tüm şeyler var olmayla ele alınabilir der. Eğer var olmamış olsaydık düşünmezdik şeyler olmazdı. İster tezahürde olsun ister fiziksel hayatta olsun değişen şeyler algilanan durumlar zorunlu olarak bizi var kılar der. Her ne kadar yanlış anlasak da. Bedenimiz ve fiziksel çevre bizi yanılıyor olabilir. Ya da aldatılıyor olabiliriz der. Bunu kabul etmekten de geri durmaz Rene. Böylesi durumda varlığı ortaya koyan yegane şey sadece düşünce kalır der. Düşünce olduğu müddetçe varlık vardır der. Düşünce son bulduğu zaman ancak o zaman varlığın yokluğu ileri sürülebilir anlayışını savunur.   Rene'de Tanrı düşüncesi determinist bir düşüncedir. Yanisi belirlenimci. Bir nedensellik yasası gereğidir Tanrı'nın varlığı. Bu düşüncesi Newton ile benzerlik gösterir. Lakin Newtonda Tanrı ilk motor motifi ile yaratıp geri çekilmiştir. İlk düzeni kurduktan sonra çarklar artık kendi kendine işler haldedir. Bu da doğa ve evrime tabi olur diyebiliriz. Lakin Rene' de işler böyle ele alınmaz. Tanrı takip edendir aynı zamanda ve sürekli yaratım sağlıyor diyebiliriz. Çünkü dünyaya gelen her birey aynı zamanda yeni bir bilinç ve yeni bir düşüncedir. Düşünceler ise yaratimin bizzat tezahürü olarak çıkar karşımızda Rene' de. Rene kendisini var eden şeylere baktığında ebeveynlerini ya da başka şeyleri de dile getirir. Ama bu düşüncenin vasat olduğunu dile getirir. Çünkü anne baba beni yaratmissa onları kim yarattı der. Dolayısıyla mutlak tözde buluşmalı der. Pek tabi bu mutlak töz tabikidesinde Tanrıdır. Tanrı mutlaktır. Tanrı nedenlerin nedenidir. Tanrı saf ve ilk varlıktır. Rene tanrıdan gelen şeyin sürekli doğru ve gerçek olduğunu dile getirir. Kendisin de tanrıdan geldiği için doğru ve gerçek olduğunu söyler. Hal böyle iken kendisinin yaptığı yanlışları ise yoksunluk ile açıklar. Çünkü Tanrı noksandir lakin Rene kendisinin ise yoksun olduğunu söyler. Bu yüzden şeyler hakkındaki düşüncelerimizin tutarsız ya da yanlis olması insan doğasının bilgi eksikliğindendir der. Eğer insan sürekli olarak doğru ve gerçeği biliyor olsaydı ya da yapsaydı Tanrı olurdu der. İnsanın yaratılmış olduğunu ve bu yüzden de asla Tanrısallasmayacagi da işte bu yoksunlukla açıklanır. Elimizdeki bu eser altı bölümden oluşuyor. Çeviri konusunda bu tür eserlerde muhakkak eksiklik olur. Dolayısıyla bazı uzun cümlelerin anlaşılması zor olabilir. Genel itibari ile de anlaşılır düzeyde. Eser şüphe duygusuyla kaleme alınmış diyebiliriz. Nitekim Rene te en baştan herseyden şüphe ederek başlamıştır metine. Bu şüphe duyma sadece metinle sınırlı olmayıp yaşam felsefesi de olmuştur Rene 'de. Metafizik üzerine yazmış olduğu bu eserin okunulmasi gerektiğini dusunuyourm. İyi okumalar /Esenlikle
Meditasyonlar
MeditasyonlarRené Descartes · Alfa Yayıncılık · 20151,086 okunma
·
642 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.