Tarih, eserlerini iki defa oynarmıș:Önce trajedi, sonra komedi olarak. Roma'nın kazları heybetli bir trajedinin kahramanıydılar, bizimkiler tatsız bir komedyanın aktörleri.
Benzerlerimize, onların tavırlarında insani olan her şeyin bizde uyandırdığı duygulan azaltabilecek hiçbir şey olmadığı halde zarar veren her fiil, bize ahlak dışı olarak görünür.
Devlet, ulusla bağıntısını korumalı, ama onun içinde eriyip kaybolmamalıdır. Bunun için de devletle ulus doğrudan temas içinde olmamalıdır. Daha zayıf bir kuvvetin daha büyük bir kuvvetin yörüngesine girmesini engellemenin tek yolu, ikisi arasına daha enerjik olan etkiyi giderecek dirençli cisimler sokmaktır
Hükümetin görevi, sadece toplumun ne düşündüğünü ortaya çıkarmak için değil, aynı zamanda toplumdaki en yararlı şeyleri saptamak için tüm bu olanakları kullanmaktır. Neyin yararlı olduğunu kalabalıktan daha iyi saptayabilecek bir konumdadır; dolayısıyla şeylere kalabalıktan farklı bir gözle bakabilmelidir.
Hiçten hiç çıkar ve tek başına bırakılmış birey kendini aşamaz. Onun kendini aşmasını, bu noktada hayvanlık düzeyinin üzerine çıkmasını sağlayan, kolektif yaşamın üzerinde etki yapması, ona nüfuz etmesidir; ona farklı bir tabiat kazandıran, bu dışsal etkenlerdir
Eğer herkes yönetiyorsa o zaman ortada bir yönetim yok demektir. Halk topluluklarını yaygın, bulanık ve anlaşılması güç kolektif duygular yönetiyor demektir. O halkların yaşamına yön veren hiçbir açık düşünce yoktur. Bu tür toplumlar, davranışları sadece rutinden ve önyargılardan esinlenen bireylere benzer. Yabi onları ilerlemenin bir aşaması olarak sunamayız:Daha çok başlangıç noktasını oluştururlar.