#buzgibisoğuk
#tessgerritsen
Bir tıp konferansı için Wyoming'e giden adli tabip Maura Isles, hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte bir kayak merkezinde geçirmeye karar verir. Buna da pişman olur tabii. Çünkü şiddetli kar yağışı altında araçları devrilir ve ıssız dağ yolunda mahsur kalırlar. Yürüyerek ulaştıkları on hanelik köy ilk bakışta tamamen terk edilmiş gibi görünse de, sofralarda dokunulmadan bırakılmış yemekler, garajlardaki arabalar, yerlerdeki kanlar, ölüme terk edilmiş evcil hayvanlar olduğunu gördüklerinde burada bambaşka, esrarengiz olayların olduğunu düşündürür. Fakat Soğuktan sığınmak için bir eve yakacak oduna ve yiyeceğe ihtiyaçları vardır. Bir eve girmeye karar verirler ve eve vardıkların da evin kapısının kilitli olmadığını anlarlar korkarak içeri girerler işte zorlu süreç Maura ve arkadaşları için işte o günden sonra başlar. Jane Rizzoli günlerce arkadaşı Masura dan haber alamayınca sıkı bir araştırma sonucu yerini tespit ederek arkadaşının peşine düşer ve bir birinden farklı tüyler ürpertici gerçekleri gün yüzüne çıkarır.
Yazarın kitaplarını severek okuyorum ve bu kitap içlerinde en sevdiğim oldu diye bilirim verdiği mesaj da çok güzeldi. Dini inançlar kullanarak, çarpık düşünce ve inanışlarla insanların nasıl manipüle edildiğini anlatmış bizlere. Polisiyeden çok gerilim yönü daha baskındı ve ilk sayfalardan son sayfalara kadar hiç düşmedi merakla kendini okutan bu kitabıtı.