Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

“Kırk küsur yıl sonra, Auschwitz müzesindeki, gaz odalarına ya da Lagere mahkûm edilmiş kadınlardan kesilip, gelişigüzel yerleştirilmiş tonlarca saçın bulunduğu vitrin insanda dehşet ve ürperti uyandırıyor: Zaman onları soldurmuş ve eritmiş, ancak ziyaretçiye suskun suçlamalarını fısıldamayı sürdürüyorlar. Almanların, bu saçları, gidecekleri yere göndermeye vakitleri olmamıştı: Bu alışılmadık mal, onu minder kumaşı yapımında ve başka endüstriyel kumaşların hazırlanmasında kullanan bazı Alman tekstil fabrikaları tarafından satın alınıyordu. Kullananların, bu malzemenin ne olduğunu bilmiyor olmaları pek olası değildir. Satıcıların, yani Lagerdeki SS yetkililerinin de bundan etkin bir yarar sağlamış olmaları pek olası değildir: Hakaret etme güdüsü kâr güdüsünün önüne geçiyordu. Ölü yakma fırınlarından her gün gelen tonlarca insan külünün ne olduğu kolaylıkla anlaşılabilirdi, çünkü çoğunlukla kül yığınının içinde dişler ya da omurga kemikleri bulunuyordu. Bu böyle olmasına karşın, söz konusu kül değişik amaçlarla kullanılmıştır: Bataklık alanları doldurmak için, ahşap yapıların boşluklarında ısı yalıtıcısı olarak, fosfatlı gübre olarak; özellikle, kampın yanında bulunan SS’lerin köyündeki patika yollarda çakıl taşı yerine kullanılmıştır. Hainlikten mi yoksa kökeni açısından bunun çiğnenmesi gereken bir malzeme olmasından mı, bilemiyorum.”
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.