Gönderi

Akşamı, bütün arkadaşlarla birlikte yemek yedik. Aynca pasta da hazırlamışlardır. Pastayı keserken şu düşüncenin tesiri altında kaldım ve kendi kendime sordum: Siyasete atıldığım zaman (1908'dir) bana siyasi mahkûm olarak seksen küsur yaşında doğumunu kutlulayacaksın, yapma bu işi deselerdi, ne yapardım? 1908'de hürriyet ve meşrutiyet uğrunda icap eder ise hayatımı dahi feda edeceği me dair yemin etmiştim. Ölümü göze almıştim. Eğer daha kati olarak o zaman bugünkü durumumu söyleselerdi yine arzu etmekten dönmezdim. Nitekim, ölüm sehpasına giderken de, şimdi de pişman olmuş değilim. Arkadaşlanıma intiba olarak bu düşüncemi anlattım. Geleceğe bakalım! Imkân bulursam yine sevgili milletim için çalışırım; minnet borcumu ödemek isterim. Kayıtsız şartsız, milli hakimiyetin yerleşmesi için uğraşacağm.
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.