Her konuşmanın kendine has bir mantığı olduğundan ve özellikle böylesi durumlarda kimse kendi yolunu çizemediğinden, kendimizi pek çok farklı konudan konuşurken bulmuştuk. Konuşmamızın akışı bir an için olsun sekteye uğramamıştı. O ne zaman sussa ben konuşmaya başlıyordum ve ben ne zaman susam o sözü devralıyordu.