Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sen, senin mezarını kazanların parlak bir müttefikisin!
"Acı keskinleşince, dünya yok olur ve her birimiz kendi kendimizle kalakalırız. Acı benmerkezciliğin büyük okuludur." Ölümsüzlük, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı ile başlayıp Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ile devam eden üçlemenin son parçası. Kundera’nın beyanından anladığımız kadarıyla da sanatsal anlamda kendini en yetkin bulduğu eseri: “Daha sonra gelecek her roman, aynı biçimin gereksiz bir tekrarı olacak gibi geliyordu bana.” Kundera’nın 7 rakamına bir tür düşkünlüğü olsa gerek, bu roman da “Şaka” gibi 7 bölümden-hikayeden meydana geliyor. Romanın alışılmadık dramatik kurgusu, yazarın karakterleri yaratırken kullandığı yöntem (yaratımın nedeni olan olay ya da olguları kitabın içinde okura açıklaması) ve yazarın kitabın içine (kendisi olarak) girerek kurguyla gerçek arasındaki sınırı flulaştırması gibi tercihler romanı daha da ilgi çekici hale getiriyor. Roman, nedensellik bağı içinde zorunlu olarak tek merkezden ilerleyen, olay birliğine fazla bağlı klasik bir anlatı değil. Kahramanların boylu boyunca kırbaçla kovalandığı dar bir sokağa benzeyen bu tür bir roman anlayışının aşılması gerektiğine inanıyor yazarımız: “Dramatik gerilimse roman için gerçek bir lanet, çünkü her şeyi, hatta en güzel sayfaları bile, hatta en şaşırtıcı sahne ve gözlemleri bile, içinde önceki her şeyin anlamının yoğunlaştığı son çözülmeye giden basit birer atlama taşına dönüştürüyor. Kendi geriliminin ateşiyle kemirilen roman bir saman alevi gibi sönüp tükeniyor. Roman bir bisiklet yarışına değil, sofraya çeşit çeşit yiyeceklerin getirildiği bir şölene benzemek zorunda. ” Romanın en önemli karakteri olan Agnes’in ortaya çıkma hikayesi muazzam: Yazarımız, romanda kendi olarak bir yüzme havuzunun kenarında oturmaktadır. Bu sırada gözü orta yaşlı bir kadına takılır: “Kadın, yüzme öğretmeninden dört beş metre uzaklaştıktan sonra başını ona çevirip gülümsedi ve el salladı. Yüreğim burkuldu. Bu gülümseme, bu el hareketi yirmi yaşındaki bir kadına aitti. Eli çok hoş bir hafiflikle havalanmıştı. Sanki oyun olsun diye sevgilisine rengârenk bir balon fırlatmıştı. Bu gülümsemede ve harekette var olan çekicilikten, yüz ve vücutta eser kalmamıştı. Bu vücudun çekicilikten yoksunluğunda boğulmuş bir hareketin çekiciliğiydi… Bu el hareketi sayesinde, bir saniyelik bir uzam içinde, zamanla hiç ilgisi olmayan cazibesinin özü ortaya çıktı ve benim gözlerimi kamaştırdı. Son derece duygulanmıştım. Ve zihnimde Agnes adı belirdi. Agnes. Hiç bu adlı kadın tanımamıştım.” Havuz kenarındaki orta yaşlı kadının bu hareketi, Agnes’in varoluş şifresi olur. Kundera, karakterleri kurgularken alışılmışın dışında bir yöntem izliyor; onların içsel dünyalarını doğrudan anlatmak yerine, davranışlarını, jestlerini, birey olarak onları ayırt eden dışsal özelliklerini, nesneleri ve karakterlerin nesnelere yükledikleri farklı anlamları kullanarak bir yapı oluşturuyor. Karakter yaratımında içsel verilerin yerine kişilerin nesnelerle olan ilişkilerinin, eşyalara yüklenen anlamların kullanması hayli ilginç: Orta yaşlı bir kadının el hareketinden doğan Agnes güzel ve esrarengiz görünmek için siyah gözlük takmaktadır. Kız kardeşi Laura da düşük yaptıktan sonra siyah gözlük takmaya başlar: “O andan itibaren siyah gözlük onun için matem anlamını taşımaya başladı. Onları gözyaşlarını gizlemek için değil, ağladığını göstermek için takıyordu.” Laura’nın gözlüğe yüklediği matem anlamının karşısında Agnes siyah gözlüğünün yüklendiği uçarı anlamdan utanmaya başlar; gözlükle Agnes kaderin yüzüne güldüğü biri gibi görünür, Laura ise kaderin küstüğü. Romanın, klasik anlatılardan farkı da burada ortaya çıkıyor. Agnes’in ve Laura’nın varoluşları, kişilik özellikleri ve çatışmaları onları temsil eden simgeler (siyah gözlük) üzerinden anlatılıyor: “Agnes, şöminenin üzerine bırakılmış siyah gözlüğü fark etti ve istem dışı bir hareketle eline aldı. Sanki elinde kız kardeşinin iri siyah gözyaşlarını tutuyormuşçasına, hınçla inceledi onları. Laura Agnes’in elinde gözlüğünü gördü. Aniden gözlüğünün eksikliğini hissetti. Ablasının kinine karşı yüzünü örtmek için bir kalkana, bir peçeye ihtiyacı vardır. Agnes’ten korkuyordu. Bir süre geçer, Agnes başparmağını işaret parmağından ayırır. Kara gözlük, o başkalaşıma uğramış, keder simgesi gözyaşları şöminenin etrafındaki döşeme taşlarının üzerine düşer ve tuzla buz olur.” "Her gün birbirlerine daha fazla benzeyen yüzlerin ortaya çıktığı dünyamızda insan eğer ben' inin özgürlüğünü doğrulamak ve kendini taklit edilemez tekliğine inandırmayı başarmak istiyorsa işi kolay değil. Ben' in tekliğini aramak için iki yöntem vardır: Toplama yöntemi ve çıkarma yöntemi. Agnes saf özüne yaklaşabilmek için ben' ine dışardan eklenmiş ve alınmış her şeyi çıkarır. (birbirini izleyen bu çıkartmalarla sıfıra varma riskiyle). Laura'nın yöntemiyse tam tersidir; Ben'inin daha görünür olması, daha kolay kavranması amacıyla, ona daha bir derinlik kazandırmak için durmadan yeni nitelikler ekler ve bunlarla özdeşleşmek ister (eklenen bu niteliklerle ben' in özünü yitirme riskiyle)" Roman baştan sona birbiriyle bağlantılı olaylar zinciri şeklinde yürümüyor. Yazarın bu tercihi, kimi okurda kitabın kötü bir kurguya sahip olduğu duygusu uyandırmış ancak dikkatli bir okuyucu metnin iç bütünlüğünün, bölümlerdeki ortak temalarla (ölümsüzlük, erotizm, kendi mezarını kazanlarla ittifak, duygusallık gibi) kurulduğunu fark edecektir. Her iyi roman zahmetli bir okumayı hak eder. “İnsan gençken zamanı bir çember gibi değil, kendisini dosdoğru, sürekli farklı ufuklara götüren bir yol gibi anlar: Yaşamının yalnızca tek bir tema içerdiğinden haberi yoktur henüz; daha sonra yaşam ilk çeşitlemelerini bestelediğinde farkına varacaktır bunun." Ölümsüzlük, ideolojilerin yenilgiye uğradığı bir dünyada kitaplar yazdığı için cezalandırılan ve ölümsüzlüğe mahkum edilen Kundera’nın en kolay okunan kitabı olmasa da kendi deyimiyle “sanatsal anlamda en ileriye gittiği” romanı. Kendinizi mahrum bırakmayın.
Ölümsüzlük
ÖlümsüzlükMilan Kundera · Can Yayınları · 2018530 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.