“Ben Gönen'de doğdum. Yirmi yıldan beri görmediğim bu kasaba hayalimde artık seraplaştı. Birçok yer unutulan eski uzak bir rüya gibi oldu. O zaman genç bir yüzbaşı olan babamla her vakit önünden geçtiğimiz Çarşı Camisini, karşısındaki küçük, harap şadırvani, içinde binlerce kereste tomruğu yüzen nehirdiği, bazen yıkanmaya gittiğimiz sıcak sulu hamamın derin havuzunu şimdi hatırlamaya çalışırım. Fakat bir duman önüme yığılır, renkleri siler, şekilleri kaybeder...”