Hayatta kendimizi kısıtlamamız gereken şeyler vardır. Kiminde yeme-içme, kiminde giyim-kuşam veya gezip-tozma derken , dil konusunda da kısıtlamamız gerektiğini ne kadar düşünebildik dersiniz? Kaçımız ağzımızdan çıkanlara karşı hassas olabiliyoruz? Çok konuşmak mı önemli yoksa yerinde edebinle konuşmak mı? Dil sizce insanın en güzel edep süsümüdür? Yoksa azılı ağlara düşüren en tehlikeli silah mı? Kitabı okuduğum süre zarfında hep bu soruları ve daha fazlasını sordum kendime. Nefsime ağır gelip, tokat gibi yüzüme yapışan acı gerçeklere şahit oldum.
Bu eser okuyana ne katar diye bana sorarsanız, şunu söylemek istiyorum.
ÇOK DÜŞÜNÜP AZ KONUŞMAYI ÖĞRENECEĞİNİZ "SUSAN KURTULMUŞTUR, SELAMET İSTEYEN SUKÜT ETSİN." HADİSİNİ SİZE HİÇ UNUTTURMAZ..
Okuyun efendim okuyun, okurkende nefsinizi hesaba çekmeyi hiç unutmayın..
Ruhunuza her daim kitap kokusu sinsin...