Jean-Christophe Grange’den Kongo-Fransa-Belçika üçgeninde tüyler ürpertici, soluk soluğa bir kovalamaca.
Onlar ölümsüzlüğün sırrına vakıf olanlardı.
İntikam hissiyle yanıp tutuşan, kötülüğün öncüleriydi.
Zamanın ve mekanın ötesine geçebilenlerdi. Afrika’nın derinliklerinden getirdikleri
Kara büyüleriyle aklın sınırlarını aşanlardı.
10 günde bitmesine rağmen okurken inanılmaz sindirerek okudum. Herzamanki gibi benim için şahane bir #grange macerasıydi. Kitapta geçen hiçbir şey boşuna yazılmamış ve boşuna söylenmemiş.
Karakter analizleri , betimlemeler , küçük ip uçları vs hersey o denli muhtesemdiki. Her zerresine aşık oldum bu kitabın. Yazarımız önceki okuduğum #koloni ve #kaiken izlerini silip süpürdü.
Bu kitap benim gözümde inanılmaz bir giriş ve karakter analizi ve karakterlerle tanışma oldu .
Her zamanki gibi olay hakkında spoi vermeyeceğim. Fakat söylemek istediğim en önemli şey katil konusunda defalarca düşünmeme rağmen bir kaç tane de şüphelerim olmasına rağmen hiç ummadığım aklıma dahi gelmeyen biri çıktı. Üstüne cinayetler hala aydinlanmadi tam olarak. Yetmezmiş gibi kitap bittiğinde - eee noldu şimdi ama aydinlanmadi demekten kendimi alamadım. Tabi #kongoyaağıt mevzusunu düşününce o kitapta hersey açıklığa kavuşacak.
Ben ziyadesiyle tatmin keyif zevk heyecan duygularını aldım. Tanidigim ve sevdiğim bir yazar olarak beni yine tatmin etti.
Okumak isteyenlere Şiddetle tavsiye ediyorum. Fakat bu cinayet vs romanları sebebiyle dünyaya fazla tedirgin bakmaya başladım açıkçası
Sevgi ve sağlıkla kalın