"Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça, iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
Hep aylak olmak istemiştim.
Bay C. karakterini imrenerek okudum. İşsiz bir günüm olsa, ben de kahramanımız gibi yürüsem, İstanbul'u gezsem, ne çok isterdim...Yazarla bu kitapta tanıştım ve beğendim.
Gelelim kitabımıza; C. karakteri toplum kurallarından ve hayatın tekdüze oluşundan rahatsız oluyor. Aslında aykırı bir tip olarak toplumun değerlerini sert bir dille eleştiriyor. Eleştirilerine de pek katılmadım doğrusu. Çünkü hayatı boyunca geçim sıkıntısı çekmemiş. O dönemde İstanbul'da keyifli bir yaşam sürebilmiş. Şimdi bakıyorum da bizlere hayatımız ne kadar zor. Oysa ki C.'nin tek aradığı teyzesine benzeyen bir kadın! Keşke bizlerin de hayatlarında böyle tek bir problem olsa...
C. kendini bu toplumdan soyutlamak için; parası ile istediklerini yaptırıyor. Aynı zamanda da parayı her sorunun çözümü olarak görmesinden de şikayetçi.
Sonuç olarak ‘Aylak Adam’ kitabında çocukluğumuz da yaşadıklarımız hayatımızı nasıl etkilediği işleniyor. Yazarın öyle bir ifadesi var ki; tutamak arayışında olan ve gerçek sevgiyi arayan C., artık aradığını belki de bulamayacağının kabullenişi içinde.
Ben değişik yazar ve konuları denemeyi sevdiğim için beğendim. Okumak güzel şey doğrusu. Takdir sizlerin.