Herkese merhaba
Haziran okumalarima birden dahil ettiğim ve haziranın ilk kitabı olan kitap yorumunu yapacağım.
İsmi de çok uzun yahu ama oldukça da anlamlı.
1940 zamanı savaşdan ötürü bundan etkilenen halkı bu aralar çok okuyorum. Çok acı ve Alman Hitler acımasızlığı okumak bu kadar zorken yaşamak kim bilir ne kadar zordur .
Savaş kısmına çok değinilmeyen ama etkilerini gördüğümüz bir kitap.
Juliet , Charles Lamb'in kitabın arasında bir mektup bulması ile Guersey Edebiyat ve Patates Turtasi Derneği sakinleri ile tanışır. Savaş zamanı yaşadıklarını , kim olduklarını ,anılarını Juliet'in kitabını için anlatarak ona yardımcı olurlar.
Kasabaya gitmesi ile birlikte daha çok etkilenen Juliet kitabın taslağını bir şekilde oluşur ve hayat beklediğinin dışında ilerler.
Juliet'i sevdim ama daha çok hissetmek isterdim. Neşesini vs.
150 200 sayfadan sonra benim için temposu daha hoş olan bir kitap oldu. Zorla mı okudum hayır ama 200 de daha cok hoşuma gitmeye başladı.
En çok sevdiğim şey ise kitap kulübü oldukları için ve dönemsel bir roman olduğu için klasik kitaplardan çok sevdiğim yazarlardan bahsetmesi oldu. Bana tanıdık bir arkadaşa selam veriyormuş hissi verdi
Ve 1940 zamanlarını daha sonrasını klasik kitap okumayı çok seviyorum. Bu tarz şeyler etkiliyor.
Kitap da güzel olmasına rağmen filminin kitaba göre daha içinize işler yani olduğunu düşünüyorum. Çünkü daha filme müsait bir kitap. Mektuplardan oluştuğu için bence.
İzledikten sonra tekrar burda bı guncelleme yaparım.
Sevgiler ️