Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
Anı türünde bir kitabı anlatacağım sizlere... Anne Frank'ın Hatıra Defteri. Nazi zulmü sırasında 13 yaşındaki bir kız çocuğu tarafından yazılan bir günlük. Anne aslen Almanya doğumlu, 4,5 yaşında iken nazilerin iktidara gelmesi ile Amsterdam'da hayatlarını sürdürmeye devam eden yahudi bir ailenin ikinci kızı. 1942 ye kadar Hollanda'da yaşamışlar, ancak Hollanda'da 2. Sınıf vatandaş olarak yaşadıklarını Anne'in cümlelerinden anlıyoruz. O yıllarda nazi zulmü tüm Avrupa'yı etkisi altına alırken Hollanda'daki yahudiler de bundan nasibini alır. Anne'in ablasının toplama kampına götürüleceğini anlayan aile, babanın ofisinde, giriş kapısı kitaplık ile gizlenen tavan arasındaki "Gizli Ev" de yaşamaya başlarlar. 2 yıl boyunca babasının çok güvendiği insanlar tarafindan ihtiyaçları karşılanır ve 2 yıl boyunca, 2 aile ve 1 diş hekimi hiç dışarı çıkmadan yaşamaya başlarlar. 13 yaşındaki doğum gününde Anne'e armağan edilen hatıra defterine günlük tutmaya başlar Anne... Boğazımda bir yumru ile bitirdim kitabı. Yutkunamıyorum. Ağlayamıyorum da... Anne Frank 15 gün boyunca küçük arkadaşım oldu benim. 2 yıl boyunca kendi ailesi dahil 8 kişinin beraberce kaldığı gizli evdeki anılarını bana anlatan küçük arkadaşım. Onu öyle güzel anladım ki... Kendini öyle güzel tanımış ve her şeyiyle anlatmış ki... Aslında Anne bana değil de arkadaş olarak seçtiği günlüğü "Kitty" ye yazmıştı gizli evde yaşadığı 25 ayı... Anne öyle bir arkadaştı ki kitabında 13-15 yaş aralığında yaşadığı herşeyi; tanık olduğu savaştan tutun da duygularına, aşkına, ikilemlerine, ailesine, ailesiyle çatışmalarına, ilk öpücüğüne, korkularına, hobilerine, gizli evin detayına, yemeklerine, yiyemediklerine, umutlarına, hayata bakış açısına kadar herşeyi ama herşeyi tüm samimiyeti tüm içtenliğiyle anlatıyor Kitty'ye ve dolayısıyle okuyucuya. Mutlaka aranızda günlük tutan olmuştur. Günlük gerçekten insana terapi gibi gelir. Sorunlarını yazabileceğin, içini dökebileceğin, problemleri çözebileceğin ve sana hiç bir zaman ihanet etmeyeceğini bildiğin güzel bir sırdaştır aslında. Kitabı okurken ister istemez benim de kaleme aldığım günlüklerim; duygularım, çatışmalarım, karşılıksız ilk aşklarım ve tüm bunları defterime anlatışım aklıma geldi. Anne yazılarında da belirttiği gibi eğer günlük tutmamış olsaydı çıldırırdı. Deli dolu, yaşamayı seven, bildiğini söylemekten çekinmeyen bu yüzden hep çevresindekilerle çatışan, aslında duygulu bir iç dünyası olduğunu da anlatan, zaman zaman o kişiliğini de gösteren biraz çılgın bir ergen... Şu ana kadar 2. Dünya savaşı, Nazi zulmü, Yahudi katliamı ile ilgili pek çok esere denk gelmişsinizdir eminim. Ama bence bu hepsinden farklıydı. Ergen bir çocuğun gözüyle ve kalemiyle anlatılan faşizmin ev ortamına girişine de tanık oluyorsunuz bu yazılarda. Anne okuyan, dinleyen politikayı da sıkı takip eden bir çocuk. !!!!Spoiler !!!!.... (Çok sürpriz bir son olmadığından bence okunabilir. Ben olsam okurdum ) Kitabında zaman zaman yakalanma korkularını anlattığı satırlarla ben de Anne ile korktum, zaman zaman klostrofobik duyguları ben de yaşadım ve onunla beraber hep umut ettim... Anne asla umudunu kaybetmedi. Her şeye rağmen umutluydu. Geleceğe ait planlarından hiç vazgeçmedi. Satırlarında yazar olmak istediğini belirtti. Evet yazar oldu ama kendisi bunu göremedi. Savaşın bitmesine 2 ay kala baskına uğrayıp ablasıyla nazi kampına götürülmüşler. Anne en son 1 Ağustosta yazmış günlüğüne 4 Ağustosta baskın olmuş. Araştırdığım kadarıyla kampta çok yakın bir arkadaşını görmüş. Çok mutlu olmuş bu nedenle. Yine umutluymus yine normal hayatına kavuşacağı günü düşünüyormuş ama orada tifüs e yakalanmış ve hayatını kaybetmiş. Toplu mezarlara gömülmüş. Öldüğü gün ve mezarı bilinmiyor ama Anne Frank'ın satırları onun da istediği gibi dünyanın bir çok ülkesinde okunmaya devam ediyor. Ben de kitabı okumayan sevgili kitapseverlere bu anı kitabını okumalarını tavsiye ediyorum. Ancak lütfen büyük beklentilere girmeyiniz çünkü 13 yaşındaki bir çocuğun yazdıklarını okuduğunuzu unutmayınız... Anne 13 yaşında yaşam enerjisi ile dolu ancak talihsiz bir dönemde yaşamış güzel bir kız çocuğu. Gizli ev baskınından sonra defter evde bulunmuş. Yardım edenlerden biri tarafından Anne'a verilmek üzere saklanmış. Gizli evde yaşayan 8 kişiden sadece Anne'in babası kurtulmuş. Normal yaşamına kavuşabilmiş. Sadece babası kurtulunca defter babasına verilmiş. Baba çok düşünmüş en son defterin kitaplaştırılmasına karar vermiş. Ancak başka kaynaklardan okuduğum kadarıyla anılar arasında Anne'in ergenlikte kendi vücudundaki değişiklikleri yazdığı satırları ve biseksüellik ile ilgili satırların kaldırılmasını istemiş. Keşke yapmasaymış. Baba öyle uygun görmüş. Ama diğer herşey orjinaline sadık kalmış. Hatta 1960 'da gizli ev müze haline getirilmiş. Sanırım evi orjinal haliyle ve Anne'in defterini, el yazısını da orjinal haliyle görebiliyoruz orada... Umarım bir gün Hollanda'ya gidip Anne'in yaşadığı ortamı canlı canlı görebilme şansına sahip olabilirim. Hüzünlü de olsa keyifli okumalar diliyorum.
Anne Frank'ın Hatıra Defteri
Anne Frank'ın Hatıra DefteriAnne Frank · Papirüs Yayınevi · 20177,6bin okunma
·
442 görüntüleme
Pınar okurunun profil resmi
Yukarda yazdığım gibi "Baba çok düşünmüş en son defterin kitaplaştırılmasına karar vermiş. Ancak başka kaynaklardan okuduğum kadarıyla anılar arasında Anne'in ergenlikte kendi vücudundaki değişiklikleri yazdığı satırları ve biseksüellik ile ilgili satırların kaldırılmasını istemiş. Keşke yapmasaymış. Baba öyle uygun görmüş. Ama diğer herşey orjinaline sadık kalmış." Wikipedia'dan okudum sanırım yukarıdaki bilgiyi de... Ben orjinaline sadık kalındığını düşünüyorum. Siz de istediğiniz gibi düşünebilirsiniz. Herkes düşüncesinde özgürdür.
Ömer Faruk Türker okurunun profil resmi
Acaba orijinaline sadık kalmış mı? #170192381
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.