Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

308 syf.
·
Puan vermedi
Hüseyin Nihal Atsız hakkında olumlu yada olumsuz ön yargıları kenara bırakıp onun çizgileri keskin birisi olduğunu kabul etmeliyiz. Bu keskinliğin meydana getirdiği edebi farklılığın doğurduğu zenginlikten faydalanmak gerekir. İçeriği itibariyle Türk edebiyatında roman geleneğinin değiştiği bir dönemde postmodern romanların Yusuf Atılgan'ın Aylak adamıyla, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlarıyla beraber ilk örneklerindendir. Hem bu paydaşlığı hem de içsellik üslubuyla Tutunamayanlar okurlarının ilgisini çekebilecek, zevk alabilecekleri nitelikte bir kitap olduğunun altını çizmem gerekir. Kişisel bir uyarı yapmam gerekirse de okuma bilinci ve birikimi olmadan okumaya yeni yeni başlayanların zorlanacağı bir kitap olduğudur. Özellikle zorlanmanın tek sebebi bu olmasa da kitabın sonu anlanmak için değil de kabul edilmek için yazılmıştır. Ruh Adam başlangıcı itibariyle okuyucuda tarihi bir metin izlenimi uyandırsa da aslında ezoterik bir felsefesi olan bir kitap. Yani herkes için değil kendi içsel dünyasını anlayabilecek okurlara yönelik bir eser. Kendi içerisinde birden fazla tür ve içerik barındıran bu eser bir prolog(asıl olaydan başka olaylarla ön hazırlık yapma kısmı) ile başlar. Prolog kısmında bir Uygur masalı anlatılmış. Sonrasında kurgu bir dönemde geçen bilindik bir aşk hikayesi hissiyle devam edip destansılaştırılmış bir üslupla anlatılan bölümle son bulur. Bu son kısımda ise büyük mahşer sahnesiyle kitabın bence en vurucu kısmıyla karşılaşıyoruz. Yazım dilinde şiiri de kullanmış olmasının kitabı güzelleştiren unsurlardan birisi olduğunu söyleyebilirim. Birden fazla yazım yöntemi kullanmasının okuyucuyu belli bir düzeyde zorlayabileceğini göz ardı etmemek gerekir. Çok fazla mistisizm ve sembolizme kitabı dayandırmış olduğunu da belirtmek istiyorum. Kitabın özet kısmını çok dikkatli yapmam gerekir çünkü hikayenin okunurluğunu ve sonunu özete kurban etmek istemiyorum. İlk başta kitaptaki varlık sebebini tam olarak anlayamadığım sonunda anlamaya vakıf olduğum bir tarihi hikayeyle başlayan kitap tam bu hikaye üzerinden devam edecek derken modern bir aşk hikayesine dönüşüyor. Yazar burada askerliğe dair fikirlerini, siyasi düşüncelerini, Osmanlı-Cumhuriyet geçiş dönemi meydana gelen sancıları, var oluş problemlerini, aydın eleştirilerini bizlere Selim Pusat ve Ayşe Pusat karakterlerinin hikayesi üzerinden anlatıyor. Hikayenin tam olgunlaştığı sırada 27. bölümde tarihi bir eleştiriyle kitap, sert bir şekilde buraya kadar okumayı sürdüren kişilere yazarın gerçekten anlatmaya çalıştığı hususları verir. Aslında kitap sadece bu kısım için bile okunabilir. İçerikten çok fazla bilgi vermek istemesem de büyük bir mahkeme de Selim Pusat'ın tüm büyük karakterlerin şahitliğinde yargılandığı bir sekans. Mistik ve ilahi değerlere olan üslubuyla bir kesim okuyucu tarafından yadırganan fakat felsefi ve kurgu gücü bakımından çok dolu olan bu kısma ideolojik körlükle bakmamak gerektiğini düşünüyorum. Yek ve Yüzbaşı Şeref gibi şeytan ve meleği, kötü ve iyiyi temsil eden birden fazla sembolik karakterin hikayeye dağıtılması, aşk suçu metaforu, gerçeklik ve gerçek dışılığın iç içeliği, kabul edilebilirliğiyle edilemezliği savaşan yazara ait mottolar sunması gibi birçok unsurla beraber Nihal Atsız'ın en beğenilen "Geri Gelen Mektup" ve "Mutlak Seveceksin" şiirlerini de içinde barındırmasıyla okunması zevkli bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,8bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.828 görüntüleme
Emre Gündaş okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık🌟
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.