Man Booker ödüllü Küçük Şeylerin Tanrısı çok geniş bir kurgu aslen. Kast sistemi, ayrımcılık, kadın-erkek eşitliği, eril düzen gibi birçok üzücü fakat artık alışageldiğimiz- ki keşke olmasa-birçok konuya değiniyor, eleştiriyor.
Hindistan’ın küçük bir şehirine konuk oluyoruz. Kurgu genelde ikiz kız- erkek kardeşler ile devam ediyor. Genel anlamda ana karakterlerimiz denebilir. İkisi de çok sessiz, sakin; bir tanesi adeta hiç konuşmuyor. Net olmasa da bunun bariz nedeni babalarının yoğun şiddeti ve aile kavgaları sebebi ile dağılan bir aile.
Yazar o kadar güzel bir şekilde eleştiriyor ki, bazen kanınız donuyor bazen ufak bir gülümse yüzünüzde. Yazarın kalemi çok güçlü ve şiirsel. Benzetmeler, vurgular çok farklı.
Bu anlatıma bayılıyorum ben; ufacık bir sözden, söz öbeğinden çıkan dağlar kadar anlamlar.
Okunması gereken kitaplar arasında ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Çok, çok güzeldi. Hâlâ tadı damağımda.