Selam, iki kitap arasında nefes almak için Sezgin Kaymaz okumayı adet edindim laf aramızda. Nefes almak yani aklımın toparlanması; takılmadan, zevk alarak şarj olması Sezgin Kaymaz kitaplarıyla oluyor bende. Uyku tutmayınca Sandık odası kitabını raftan alıp bir anda enfes öykülerin içinde buldum kendimi. Sürpriz sonlu öyküleri ah o her gün gördüğümüz, bildiğimiz içimizden insanların öykülerini anlatışına bayılıyorum. Okuyucuya ne istiyorsa veriyor bence yazar olarak. Karakterleri sıkıcı olmadan gözümüzde canlandırabiliyoruz, her öyküsünde bambaşka insanları ete kemiğe bürüyebiliyorum ben, bu sebeple strese girmiyorum, zaman mekan kavramları da şahane. Sonuç olarak ben sandık odasına da bayıldım. Elmaların Yongasını mesela Bedia Akartürk dinleyerek okudum, "Geleneksel kömüş günü şenlikleri" ise efsane bir öyküydü bana sorarsanız. Döndür döndür okunabilecek bir kitap elimdeki.