Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
DİPÇE : Henry Perowne adlı bir sinir cerrahının 15 Şubat 2003 Cumartesi tarihli gününe ortak olduğumuz bu eser, görünürde bir günün içine aldığı olay örgüsü üzerinden toplumun gündemine ışık tutan onu irdeleyen bir sesi duyurur. Bu ses aslında modern dünyada kayıtsızlaştırılan toplumun sesidir ve onu baskılayan sözümona demokratik sistemin iç sesidir. Eserde idealize edilmiş bir ailenin tüm bireyleri sırasıyla tanıtılır.Bu tanıtımların her biri çok keyifli pasajlar içinde verilmiştir. Henry iyi bir doktor, eşi iyi bir hukukçu, kızları Daisy popüler olma yolunda bir şair, oğulları Theo, blues müzikalcisi,  ayrıca dedeleri de ders kitaplarında şiiri okutulan bir şairdir. Standartları yüksek bu aile 21.yüzyıl Avrupasının bir kesitine örnekken,  Henry'nin karşısına bir başka kesimi temsil eden Baxter ve arkadaşları çıkar. Eserin arka geçitindeyse 11 Eylül'ü yaşamış,  travmatik Avrupalıyı görürüz. Yaşadığı için kendisini şanslı hisseden fakat kaygılı, her an her şeyi yitirme korkusu yaşayan bu nedenle de kendine yönelen bencil bir toplumun altı çizilir. Öte yandan Baxter ve arkadaşları ile kendilerine bahşedilmemiş hakların, zenginliğin ve refahın sorumlusu olarak karşısındaki iyi hallileri suçlayan bir toplumun üyelerini öne çıkarır. Eserin yüzeysel okumasında, yazarın karakterlerini mesleki detaylarıyla kusursuzca işlediğini görürüz öyle ki her mesleği, başta hekimliğe dair her durumu terimsel olarak ifade eder.Kızının ve oğlunun ilgi alanlarını da ciddi bir etütle hikayeye yedirir. Esas okumaya baktığımızda başkalarına yapılan iyiliklerin temelinde, empatinin değil de kişisel menfaate uygunluğun yattığını görürüz. Fedakarlık duygusundan ve başkasının acısını duymaktan uzak bu tutumu savaş karşıtlarının protestosunda da eleştiren yazar, modern insanı; duygulanımdan arıtılmış, insanı önemsizleştiren sayıların gücündeki sistemde resmeder. Eserdeki diğer vurgu, toplumun oluşturan kesimlerin,  sistemi değil de ötekini sorumlu tutması ve suçlayıcı tavrı üzerinedir. Oysa toplumda bu bölünmeleri yaratan bir sistem, bir otorite söz konusudur. Bu sistem aynı zamanda Irak'a özgürlük getirmek üzere savaş açmayı düşünen bir sistemdir.Yazar çok ince biçimde bu sorgulamayı yapar. Bunu, refah düzeyi yüksek  hekim kimliği üzerinden bireysel bir konu  etrafında işler. Henry, kontrolü dışında bir cumartesi yaşadığında, aslında hayatın garantisizliğine şaşırıp kalır, sebebi ve izahı olmayan şiddet eylemlerinin ve bu kitlenin kaçınılmaz bir parçası olduğunu fark eder. Karakterlerin hikayelerine tek tek odaklandığımızda keyifli bir okuma sunan eser, her nasılsa bütün olarak durgun bir atmosfere sahip. Eser,  1001 kitap listesinde de  yer almaktadır. Keyifli okumalar dilerim. Esen kalın.
Cumartesi
CumartesiIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 2007210 okunma
··
1.645 görüntüleme
Klasik Sever okurunun profil resmi
Kalemine sağlık arkadaşım yine dolu dolu bir inceleme olmuş😊 evet eser bütününde oldukça durağan gidiyor fakat bittiğinde hoş bir his bırakarak farklı alanlarda düşünmeye sevk ediyor. Yazarın Beton Bahçe den sonra okuduğum ikinci kitabı. Okumaya Kefaret ile devam edeceğim. Keyifli okumalarımız olsun😊🌼
Gncokuyor okurunun profil resmi
Günaydın canım, karakterleri konuşmak istedim okurken 😄 özellikle yazarın biyografisine baktım, tıp alanına dair bir eğitimi var mı ,diye. Edebiyatla ilgili ironisi çok hoşuma gitti. İki kuşağa bilgi yüklemesi yapması şıktı.
bir_delinin_kitaplari okurunun profil resmi
Başlarda temposuz gittikçe tempo kazanan bir eser idi ve güzeldi 📚
Gncokuyor okurunun profil resmi
Evet, olay örgüsü sıradan olmasına rağmen alt metni çok etkileyici buldum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.