Kız Kardeşim İçin; çocuğunuz için mümkün olan her şeyi yapmanın ıstırap verici ahlaki ikilemini gözler önüne seren son derece etkileyici ve etik tartışmaları körükleyen bir roman. Anna sağlıklı bir çocuk olmasına rağmen ön üç yaşına dek sayısız ameliyat, nakil ve operasyon geçirdi. Ablası Kate'in çocukluğundan beri yakasını bırakmayan lösemiyle mücadele edebilmesi için sayısız iğneler vuruldu. Kate ile tam doku uyumu olması için laboratuvar ortamında genleri özel seçildi. Kısacası Anna ablasına ilik verebilmesi için dünyaya getirilen özel üretim bir çocuktu. Rolünü ve hayatını hiç sorgulamadı. Ta ki bir gün ablası Kate'e böbreğini bağışlaması gerektiğini öğrenince ailesine tıbbi özgürlük için dava açana kadar.
Jodi Picoult'un okuduğum beşinci kitabı. Yazar her kitabında beni etkilemeyi başarmıştı ama bu kitabı beni derinden sarstı. Bir çocuğunuz koşar adım ölüme yaklaşıyorken, doktorlar diğer çocuğunuzun ilik ve organ bağışı sayesinde bir umut ablasının daha uzun bir ömür sürebilmesini sağlayabileceğini söylerse ne yapardınız? Sağlıklı olan çocuğunuzun daha doğduğu andan itibaren tüm bu acılara katlanmasına, hayallerinden vazgeçerek hayatından feragat etmesini ister miydiniz?
Son derece güçlü mesajlar barındıran kitabın öyle keskin virajları var ki, insanı derinden sarsacak olan bölümün nerede, ne zaman ve nasıl geleceğini kestirmek mümkün olmuyor. Sonra öyle bir an geliyor ki, kendinizi hüngür hüngür ağlarken buluyorsunuz. Yazarın şu ana okuduğum tüm kitapları hayatın içinden sorunları masaya yatırıyor. Bunu yaparken de bölümleri karakterlerin gözünden yazıyor. Sanırım bu yüzden okuyucusunu etkilemeyi başarıyor. Karakterlerin başından geçen olaylar her an sizin de imtihanınız olabilir. Hâl böyleyken okurken durmadan kendinizi empati yaparken buluyorsunuz.
Jodi Picoult'un kalemiyle tanışmak isteyenler tanışmayı daha fazla ertelemesin derim. Zira insanın hücrelerine kadar işleyen bir dram sizi bekliyor..