Cennet ve Cehennem Ekseninde Düşler Diyarı: Sandman 4 - Sisler Mevsimi
“Bence cehennem içinde taşıdığın bir şey. Gittiğin bir yer değil.” (sayfa 139)
Çizgi roman dünyasının en önemli eserleri arasında gösterilen Sandman serisinin 4. cildi Sisler Mevsimi ile birlikte 
Neil Gaiman’ın yarattığı dünya daha da genişliyor. Karakter sayısındaki artış, birçok farklı koldan anlatılan hikâye, mitoloji, edebiyat, tarih gibi pek çok farklı konunun bir arada başarılı bir şekilde harmanlanması gibi etkenler Sandman’i bu türün zirve noktalarından biri haline getiriyor.
10+1 ciltlik serinin okurları arasında en sevilen ciltlerden biri olan 
Sandman 4 Sisler Mevsimi’nde çok önemli olaylar yaşanıyor elbette. Rüyalar’ın Kralı Morpheus’u büyük bir çıkmaz içinde gördüğümüz öyküde hem dostlar hem düşmanlar boy gösteriyor ve geçmişte kalan konular gündeme geliyor. 7 kişilik Endless (Sonsuzlar) ailesinin yeniden toplandığına (1'i hariç) şahit oluyor, Cehennem’in Lordu Lucifer Sabahyıldızı ille Sandman’in ikinci yüzleşmesine tanık oluyor ve karakterler arasında çokça yüzleşme yaşandığını görüyoruz.
Serinin ilk cildi Prelüdler ve Noktürnler’de (incelemesi için bkz: #163151293) Sandman dünyasına hızlı bir şekilde girmemizi sağlamıştı Gaiman. Son derece dağınık bir olay örgüsünü anlatarak tek bir noktada birleştirmeyi başarmış ve Düşler Lordu Morpheus’un yeniden doğuşunu başarılı bir şekilde resmetmişti. Yolu Cehennem’e düşen Morpheus’un oradan da alnının akıyla çıkması ve anlatılan öykünün farklı oluşu, çizgi roman okurlarını bir hayli heyecanlandırmış ve kaliteli bir serinin ayak sesleri duyulmuştu.
Gaiman aynı performansını devam ciltlerinde de sürdürüyor. Bu ciltte anlatılan öyküde Düşler Diyarı’nın efendisinin büyük aile buluşmasının ardından geçmişiyle yüzleşmek adına 2. kez Cehennem’e gidişine tanıklık ediyoruz. Bu görüşme Lucifer için bir rövanş anlamına gelmektedir ve haliyle çok daha zorlu geçeceğini kanıtlar. Eskiden sevdiği Nada isimli kadın için gidecektir Cehennem’e Morpheus bu kez. Binlerce yıldır orada olan Nada’yı kurtarmak ister zira fikirleri değişmiştir artık. Gitmeden önce ise Düşlem’de bulunan tüm canlıları bir araya toplayarak bir daha geri dönemeyebileceği konusunda onları uyarır ve her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini söyler.
“Cennette kulluk edeceğime, cehennemde hüküm sürerim.” - Lucifer Sabahyıldızı (sayfa 58)
Cehennem’in ana kapısından girmek zorundadır Sandman. Fakat garip bir hava hâkimdir ve etrafta kimseler yoktur. Lucifer da tek başına çıkar karşısına ve ikili geçmişten başlayarak genel bir sohbete girişirler. Lucifer Sabahyıldızı artık Cehennem’in efendisi olmaktan vazgeçtiğini ve herkesi gönderdiğini söyler. Son birkaç işi kalmıştır ve onları da hallettikten sonra ebedi mabedini kilitleyerek o da buradan ayrılacaktır. Önce bir tuzak olduğunu düşünür Morpheus ve inanamaz. Defalarca sorduğu halde karşısındaki kişiden aldığı cevaplar değişmez. Cehennem’in anahtarları kendisine uzatıldığında ise her şey artık son derece net bir hale bürünmüştür. Lucifer’ın kararı kesindir.
Sisler Mevsimi’nde de yine önceki ciltlerde olduğu gibi edebiyat dünyasından ve mitolojiden fazlasıyla besleniyor Gaiman. Hatta bu kez yalnızca isimlerini duymakla kalmıyoruz, birçok mitolojinin tanrıları canlı kanlı karşımıza çıkıyorlar. İskandinav tanrıları Thor, Loki ve Odin, Nippon Tanrıları, Mısır Tanrıları, Cehennem’in eski efendilerinden Azazel, Düzen ve Kaos’un temsilcileri ve ünlü melekler Ramiel ve Duma sırayla Düşlem Dünyası’na konuk olurlar ve Morpheus’un bir dağın tepesine inşa ettiği sarayında bir araya gelirler. Yunan tanrıları bu buluşmada yer almaz. Gelen herkesin ise tek bir amacı vardır: Lucifer tarafından Morpheus’a verilen Cehennem’in anahtarını almak. Elbette her birinin karşılığında sunacağı bir şeyleri vardır ve her biri Morpheus’un reddedemeyeceğini düşündükleri tekliflerini yaparak anahtara sahip olmak isterler.
“Zihin kendine ait bir yerdir ve kendi içinde Cehennem’den Cennet, Cennet’ten Cehennem yaratabilir.” (John Milton, Kayıp Cennet)
Morpheus 1 gece düşünür ve ertesi gün karşısındaki tüm kalabalığa verdiği gerekçeli kararını açıklar. Lucifer’in anahtarı verirken bunun başına çok iş açacağını söylemesi doğruluk kazanmıştır ve stresli günlerin sonucunda anahtarı yok edip kurtulmak düşüncesi bile zaman zaman Morpheus’un zihnini yoklamıştır. Ama o, doğru olduğunu düşündüğü kararını verir. Fakat bu karar zıtlıklar dünyası için bir zıtlık oluşturmaktadır aynı zamanda. İblislerin dünyasının meleklere emanet edilmesi fikri kulağa garip geliyor ve gelecekte yaşanması muhtemel sorunlara âdeta kapı aralıyor.
John Milton'ın edebiyat dünyasının şaheserleri arasında gösterilen 
Kayıp Cennet adlı kitabına bolca referansın da bulunduğu bu Sandman cildinde ayrıca 
Dante Alighieri'nin 
İlahi Komedya’sı da kendisini hatırlatıyor. 
J. R. R. Tolkien, 
Edgar Allan Poe, 
Samuel Taylor Coleridge, 
Jorge Luis Borges ve 
Stephen King de gerek isimleriyle gerek eserleriyle zaman zaman boy gösteren kişiler arasında. Böylece Gaiman da sevdiği yazar ve şairlere ve onların kaleme aldıkları bazı metinlere saygı duruşunda bulunuyor.
“Cehennem, Cennet’in aksidir, gölgesidir Cennet’in. İkisi de birbirini belirler. Ödül ve Ceza; umut ve keder. Bir Cehennem olmak zorunda, çünkü Cehennem olmazsa anlamı kalmaz Cennet’in.” (sayfa 176)
Yin ile Yang kavramına da atıfta bulunuyor Gaiman. Her şeyin bir zıddı bulunması gerektiği bu kez Cennet ve Cehennem üzerinden anlatılıyor. Cehennem’in yokluğunda Cennet’in de bir anlamının kalmayacağını anlıyoruz böylelikle. Biri var olmadan diğerinin de var olmasının mümkün olmadığı zıtlıklar dünyasında yaşamaktayızdır çünkü.
Harlan Ellison’ın muhteşem önsözüyle açılan çizgi roman, Neil Gaiman’ın o bildiğimiz eşsiz hayal gücüyle devam ediyor ve biz okurlar ise kesinlikle uyanık bir şekilde rüya görüyoruz. Sandman’i tanımlamanın en kolay yolu bu olabilir ancak zira rüyalarıyla insanların düşlerine hükmeden Morpheus’un dünyadaki yansıması ise Neil Gaiman’dır. O da sınırsız hayal gücüyle bizim gerçekliğimize hükmediyor.
Meleklerin kontrolündeki Cehennem’de her şeyin yolunda gidip gitmeyeceğini önümüzdeki ciltlerde göreceğiz muhtemelen. Lucifer’ın kararının altında başka bir şeylerin gizli olup olmadığını da. Ve tabii bir de Morpheus’un Düşlem’de karşılaşacağı yeni sorunlar ve onlara getireceği çözümleri de.
Keyifli okumalar dilerim.
“Kader’in bahçesinde hangi yoldan yürürsen yürü, tercih yapmaya zorlanırsın, bir değil birçok defa. Yollar çatallanır ve ayrılır. Kader’in bahçesinde attığın her adımda bir tercih yaparsın; her bir tercih yön verir gelecek yollara.” (sayfa 13)
··
2.744 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.