Okuduğum üçüncü Weaver ve aynı zamanda 'David Raker' macerası.
Raker, kayıpları bulmada Müge Anlı ile beraber çalışsa, ortaya ölüm kombinasyonu çıkar ve kimse kaybolmaya tenezzül bile edemez :)
Neyse konuya geçelim..
Altı yıl önce kaybolan Alex'in cesedi, bir yıl önce yanan bir arabanın içinde bulunur. Ceset yandığı için teşhis zorlaşmıştır. Bunun üzerine
Annesi onu bir hafta önce gördüğünü iddia eder.
Raker işi başta almak istemez. Gerekçesi, Alex'in annesinin, duygusal düşündüğünü ve gördüğü şeyin benzetme ya da göz yanılması olabileceğini düşünmesidir.
Sonuç olarak istemeyerekte olsa işi alır.
Olayın araştırmaları ilerledikçe Alex'in sırları da bir bir açığa çıkmaktadır.
Acaba Alex, annesinin sandığı kadar masum mudur?
-- Raker ile maceraya başlarken kayıp kişinin hayatı hakkında bilgiler hızlı bir şekilde veriliyor ve ardından bitmek bilmeyen diyaloglar başlıyor. Sanırım Weaver'in tarzı tamamen bu şekilde.
Kendine has anlatımını oluşturan Weaver'in yeri benim için çok ayrı. Keyif alarak okuduğum yazarlardan.