Gönderi

Saçlarının önü hafif seyrelmiş, renkli gözlü, mavi mi yeşil mi ela mı tam kestiremedim, yakışıklı bir delikanlı gelip odaya girdi. Yer gösterip ne istediğini sordum, aslında sorarken bile biliyordum ne istediğini. Usuleten. Yaşamda artık her hamlemin neticesini nasıl önceden bilip hareket ediyorsam az çok öyle. Konuyu kestirip öylesine nerelisin dedim, yine usuleten işte. Niksar'lıyım dedi. İstemsiz "Niksar'da evimizde" dedim. Şaşırdı. O anda yere, ayaklarıma bakıyordum sanırım. Pek alışageldik tepkilerim olmadığını ne övünçle, ne de mahçubiyetle kabul ederim. "Küçük bir kuş kadar hürdüm" dedi neredeyse fısıldayarak. Oysa ben çirkin bir melodi kullanmıştım. İçeri girerken herhalde daha fazla bürokratik ya da ne bileyim nasıl derler eskiler, daha resmi bir diyolog bekliyordu. Cahit Sıtkı'nın değil mi dedi? Bilmiyorum dedim. Oldum olası yalancıydım ne de olsa. Cahit Külebe''nin hayaleti geçti o an önümden. Ben Yaşar Kurt'un ağzından duymayı hep sevdim dedim. Çoğu insan kamyonlar kavun taşır dendiğinde güler, bilmem, belki de kavun taşıdığının hiç farkında olmadığı içindir çoğunun dedim. Oysa ben hep seni düşünürdüm. Yüzüme baktı. Seni kastetmedim dedim ciddi ciddi. Onu, yani onu kastettim. O kimdi? Sormadı zaten söylemezdim. Sonra güldük. İçeri başkaca girenler oldu, konu dağıldı, Peker'den, ifşalardan, temmuz zamlarından, yol harcırahlarından konu açıldı, delikanlı gitti, sonra onlar gitti, başkaları geldi, Neandertallerden, dinozorlardan, Göbeklitepe'den konu açıldı nasıl olduysa, suçumu kabul ederim bu arada, sanırım bir şekilde düşüncelerini duymak istediğim konulara sürüklüyorum Cennet'ten kovulmuş olan masum türdeşlerimi. Konuların bilinmez ve Allah'ın hikmetinden sual olunmaz neticesine vararak misafirleri uğurladım. O boşlukta baktım telefona sevdiğim biri bir ağaç olsaydım demiş. Ağaç olmak, nasıl yani, mıhlanıp kalmak olduğun yerde put gibi ve yeşillenmek için mevsimini beklemek mi çaresiz? Yine birileri geldi, aklım ağaçta, eve geçince okurum artık. Ooo, bir de açılmayı bekleyen viskim var. Kıyamet kopsa fırsatını bulursam içerim, cennette yerim hazır ne de olsa. Bunları yazarken içim geçmiş bir an. Shawshank Redemption'ın "..buradaydı" dediği o an geldi gözümün önüne nedense. Ortaokuldaydım o zamanlar herhalde, Demetevler'deki o hiç eskimeyen binada, sanki abim ülkeyi hiç terketmemiş gibi, ahşap ranzanın alt katında ben, mini televizyonda Tim Robbins uzun ve şaşkın ama bilge, Red onun dünyanın öbür ucuna uzayan gölgesi, Tom Hanks nasıl alır Oscar'ı.. Sonra ayılmışım, viskim bitmiş, ilk kez Red Bull'la denedim tavsiye üzerine Chivas'ı, yok, sevemedim, benim yârim sodayla iyi.. Gözüm kapandı, patikadayım, çoğu zaman olduğu gibi. Yeryüzü ayaklarımın altında. Bulutlar dağa kavuşmuş ve ben sanki gökyüzünde yürüyorum. Öyle sisler içindeyim işte. Bir kız ağlıyor, tüfekler patlıyor, birileri mayın tuzaklamış yoluma ama hiç önemli değil. Sadece bana ayrılmış patikada yürümek istiyorum. Kız ağlamaya devam ediyor. Patikadayım. Kız ağlıyor. Ben patikadayım. Kız ağlıyor. Hayır ben patikada yürümek istiyorum. Bu sonsuz hiçlikten vazgeçmek istemiyorum. Ama kız ağlıyor. Patikadan çıkıyorum. Bu bir tuzak, biliyorum. Yaşadın daha önce biliyorsun. İşte orada, iki kayanın arasına saklanmış, tüfeğini dayamış, kurulmuş bekliyor. Kimse var mı, emniyetli mi diye soruyorlar. Hayır, kimse yok dıyorum, ama kız orada, ağlıyor, namluyu çevirip üstüne gidiyorum. İyi misin? Yüzünü kaldırıyor, gözyaşı, yüzünde sonsuz kir, yüzünde gözyaşından sonsuz bir ırmak akıyor, bu yüzyılların intikamı diyor, avucunda pimi çekilmiş bir el bombası, ayılıyorum, viskim nerede, bu Red Bull'u kim önerdi bana, ve öyle geliyor ki yaşamak dünyanın en büyük saçmalığı fakat yine de büyük yok oluştan evvel bu kısacık zaman diliminde sahip olunabilecek en büyük keşif, gerçeği arzulamak.. Derin bir nefes alıyorum ve sıradaki şarkıyı bekliyorum, her ne kadar 'içimdeki şarkı bit'se de..
··
2.132 görüntüleme
Demet okurunun profil resmi
Bu yazıları yazıp yazıp sonra tadını damağımızda bırakıyorsun ya eh ne diyeyim sana ben. Jelibon rezervleri açıklandı mı ona göre Ankara’ya geleceğim 🧸🍹 Peker’den ifşalardan temmuzdan bahsediyor
Psyche
Psyche
sevim koş mevzu bize.. 🤣 İçindeki şarkıyı da susturmayalım, bugünün anlamına özel bırakayım. Özledik seni 🖤 youtu.be/POSsLzAIlek
1 önceki yanıtı göster
Odessa okurunun profil resmi
6 milyar dolarlık Jelibon, bunların hepsi gerçek :d Ben de sizleri özlüyorum ama tıkabasa doluyum biliyorsun işte Demet, vaziyet giderek de artacağı yönünde, hayırlısı diyelim:) Hoşbuldum Psyche:) Yine Shakespeare'den tam isabet buyurmuşsun, iyi ki kimse kimsenin yapıldığı maddeyi tam anlamıyla okuyamıyor:) yoksa çırılçıplak kalırdık Allah korusun ve kimse keşfetmeye değer olmazdı:)
3 sonraki yanıtı göster
nightwalker okurunun profil resmi
Viski içmek her nedense pek havalı gelir..havalı insanların alkollü içeceği gibi ;) oturdum, ciddi ciddi denedim bir kaç kez, her türlü denedim ama olmadı ya ben viski içemiyorum...uyku ile uyanıklık arası o puslu gerçeklikte savrulan bilinçten öyle güzel bir anlatım olmuş ki, etkilenmemek imkansız...
Odessa okurunun profil resmi
Teşekkür ederim beğenmenize sevindim:) ben de birçok alkolü denedim, dönem dönem aynı içecekte ısrarcı da oldum ama yok, ben aradığım tadı viskide buldum gerçekten, havalı insanların alkollü içeceği dediniz ya sempatim daha da bir arttı şu an viskiye:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.