Gönderi

“Annem babam sana feda olsun Yâ Resûlallah! Ben, kadınların sözcüsü olarak sana geldim. Allah (azze ve celle) seni hem erkek hem de kadınlara gönderdi. Biz sana ve inandığın Allah’a inandık. Ancak bizler, evlerimizde kısmen mahsur ve kısıtlanmış durumdayız. Evlerinizde oturur, çocuklarınıza bakar ve hacetlerinizi gideririz. Siz erkekler ise, bazı hususlarda bize üstün tutuldunuz. Cuma ve cemaat namazlarına katılır, hasta ziyaret eder, cenazelerde hazır bulunur, hac üzere hac edersiniz. Bundan da önemlisi, Allah yolunda cihad edersiniz. Şüphesiz eşlerimiz, hacc, umre veya cihad için yola çıktığında, mallarını korur; elbiselerini dokur; çocuklarını terbiye ederiz. Bütün bunlarla ecir ve hayırda size ortak olabilecek miyiz? Bunun üzerine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) ashabına döndü ve: - Dinine ait konularda, bundan daha güzel soranı işittiniz mi hiç, buyurdu. Ashab: - Bu kadar beliğ ve güzel söyleyebilecek başka birinin olduğunu sanmıyoruz, dediler. Efendimiz (aleyhisselâm) kadına dönerek: - Ey kadın, şunu bil ve ardındaki kadınlara da bildir ki, bir kadının kocasının isteklerini yerine getirmesi, onunla güzel geçinmesi, erkeklerin bütün bu saydığın ecirlerine denktir, buyurdular. Esma (r. anhâ) sevinçle oradan uzaklaştı.
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.