Gönderi

80 syf.
5/10 puan verdi
Tuhaf bir saplantı hikayesi!
Stephen Zweig'in bu öyküsünü hep duyar ama okumak için nedense pek zaman yaratmazdım. Dün gezinirken bir banka oturduğumda, birilerinin muhtemelen unutup veya bırakıp gittiği Venedik Yayınlarından çıkmış bu baskıyı görünce elime alıp okumaya başladım. Önce ilgisiz, sonrasında ise neredeyse soluksuz okuyarak 1 saat kadar bir sürede bitirdim. Tıpkı hikayedeki yazarın masasında bulduğu zarfı önce ilgisizce okuması gibi... Kısa bir hikaye ve aslında çok rahat okunuyor. Bitirdiğimde ise hem biraz rahatsız hem de biraz öfkeliydim sanırım. Tam olarak emin değilim aslında. Kadına mı yoksa adama mı daha çok öfkelendim.? Yok yok... Sanırım tüm öfkem kadına... Hikayede, 13 yaşlarındaki kızımız koridorun karşısındaki daireye taşınan yakışıklı, titiz, yaşlı hizmetçisiyle yalnız yaşayan ve eve zarif kadınlarla gelen ünlü bir yazara tutkuyla aşıktır. Onu sürekli gizli gizli izliyor ve adeta yaşamının tek amacı haline getiriyor. Sonrasında kız Viyana'dan taşınıp gitmesine rağmen bir yolunu bularak tekrar şehre dönüyor. Bir yandan çalışarak onu takip etmeye devam ediyor. Hatta birkaç defa da görüşüp, buluşuyorlar ama aşık olduğu kişi kibar bir şıpsevdi olsa gerek kızı kolayca unutuyor. Bu arada kızımız yoksulluktan kurtulmasına, çevresine sevenleri olmasına ve yakaladığı tüm hayata devam etme fırsatlarına rağmen, adını bile vermeyi reddettiği bu erkeğe anlamsızca bağlılık duymayı tercih ediyor. Saplantılı bilinmeyen kadın, ölümünden sonra teslim edilmesi için hikayedeki R isimli yazara bir mektup yazar. Mektup boyunca adeta bir nakarat gibi “Sevgilim, seni suçlamıyorum. Üzüntülerimi neşeli hayatına sokmak istemiyorum.” falan dese de aslında tek yaptığı şey bu. Gayet kötü niyetli ve geri dönülemez bir şekilde, hatta açıkça kasıtlı olarak anlatıyor her şeyi. Pek ama neden? Niye? Gerçekten söylediği duyguları taşıyan kadın için büyük bir çelişki değil midir bu? Acaba, Zweig'in bir tür pasif-agresif intikamı olabilir mi? Değilse, bu hikayenin amacını anlamakta zorlanıyorum. Takıldığım bir nokta şu oldu: Üzerinde göndereni, imzası olmayan bir zarf adama nereden ve nasıl ulaştı. Üstelik de adamın doğum gününde... Yoksa! Uşak mı?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019226,2bin okunma
·
1.221 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.