Hep bir öğleden sonrasını yaşıyormuş gibi... kitabı okurken hissettiğim. Mevsim yazsa, doğanın kucağındaysanız bir de öğleden sonraları zamanın durduğunu düşünürüm ben. Bu kitabı okurken de zaman hep öğleden sonra idi sanki.
Proust da demiş zaten Kayıp Zamanın İzinde'yi okurken insanlar aslında kendilerini okuyacaklar diye. İnsana dair bütün duygu ve davranışlar özellikle de aşk ancak bu kadar gerçek ve edebi bir dille anlatılabilirdi. Proust'un müthiş gözlem gücü, her satırda kendini gösteriyor. Eğer bilmediğimiz bir varlığın kokusunu yazıdan hissetmek mümkün olsaydı bunu Proust başarabilirdi diye düşünüyorum. Yaşamak, anlamak, bilmek, hissetmek mümkün ama bunları yazıyla ifade etmek hem de bu kadar sanatsal ve edebi bir üslupla yapmak bir tür sihir bence.
Bu ikinci kitap yazarın kalemine biraz alışmaktan belki daha zengin ve akıcı geldi bana. İlk kitapta olduğu gibi nesnelere farklı daha doğrusu kendi istediği anlamları yüklüyor yine yazar. Bu anlamlandırmalar vesilesiyle muhayyilesinde geçmişe yolculuk ediyor yine. Bilinç akışının fazlasıyla kullanıldığı Kayıp Zamanın İzinde'de okurken bazen kaybolduğum bölümler oldu. Buna rağmen dikkatli okunduğunda zihinsel boyuttaki bu yolculukta anlatıcıyı takip etmek, olayları anlamak mümkün. Çünkü bu teknikle yazılmış çoğu kitapta konuyu, olayların geçiş sürecini anlamak zordur.
Aşkla ilgili tespitleri, yorumları gerçekten okunmaya değer. Kurgu ve karakterler açısından da çok güçlü olan bu kitabı okurken felsefe, sosyoloji, psikoloji, tarih, bilim ve sanat alanında da yazarın derin birikimini hissediyoruz. Yazar bütün bu bilgi ve görüşlerini kurgu içine o kadar güzel yerleştirmiş ki; okurken hem birçok konuda bilgi sahibi oluyorsunuz hem de adeta bir edebiyat şölenine tanık oluyorsunuz.
Kitapta dikkatimi çeken bir durum da yazarın seçtiği isimler yüzünden kahramanların cinsiyetleri konusunda kafa karışıklığı yaşatmasıydı. Gilbert, Albertine... gibi. Sonradan öğrendiğime göre yazar bunu cinsellikle ilgili görüşlerinden dolayı özellikle tercih etmiş. Kadındaki erkeği, erkekteki kadını ortaya çıkarmak adına.
Daha yolun başında sayılırım. Umarım Kayıp Zamanın İzi'ni sürerken diğer kitapları da aynı tutku ve keyifle okurum.
Keyifli okumalar dileğiyle, bu edebiyat şaheserini okumak isteyenlere bir an önce başlamalarını öneririm...