boynu bükük çocuklar...
boynu bükük kadınlar...
boynu bükük erkekler...
boynu bükük ihtiyarlar...
boynu bükük İNSANLAR...
...
..
.
evet, kalbimiz solda olmasından ziyade yüreğimiz hep soldan yana çarpar ama neden ve niçin olduğunu inanın ki anlatamam; belki kanımız o yöne kaynıyordur, onu da bilemem... yılmaz güneyi filmlerinden tanımaya başladım; yanlış hatırlamıyorsam ilk tanışma orta son sınıftayken bir okulun film etkinliğinde 'yol' filmiyle olmuştu... sonra diğer filmleriyle... gel zaman git zaman kitaplarının olduğunu da öğrendim ama ellerim bir türlü 'medoş al da oku' demedi bana... merak da etmedim... belki elimdeki onca kitaplar yüzünden... neyse, geçen cuma günü ölüm yıldönümünde saygıyla anmak adına arkadaşımdan aldığım kitabına bir göz at dedim... sonra da okumak istedim... meğerse Yılmaz Güney'in yayınlanan ilk kitabıymış... boynu bükük öldüler'de köylülere bir yaşar kemal bakışı var... gerçekten Yaşar Kemal'in tadını yeniden tattım gibi oldu... yılmaz güney romanda, 1950lerin bir Çukurova köyünde yaşanan bütün insani ve ekonomik-toplumsal gerçekliğini gözler önüne sermiş... insanın iç dünyasının ayrıntılarını öyle güzel bir yazı yeteneğiyle, şairane tabiat tasviriyle açığa vurmuş ki; işte gerçekten başarılı bir yazar olduğunun kanıtı dedim kendime... okunması gereken kitaplardan biri... sevgilerimle iyi akşamlar arkadaşlar...